Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11655
Karar No: 2016/3808
Karar Tarihi: 04.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/11655 Esas 2016/3808 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ile müşterek iş yapma (bayilik) sözleşmesi imzalayan davacı, davalının anlaşmayı yerine getirmediğini ileri sürerek 60.000 TL'lik teminat çekinin iadesi ve tazminat istemiyle dava açmıştır. Ancak mahkeme, dava dilekçesinde talep edilebilecek maddi tazminat alacağının sebep ve miktarlarının net olarak belirtilmediğini ve bu sebeple hukuki yarar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, belirsiz alacak davası açtığı belirtmiş olsa da, talep edilebilecek miktar ya da değerin bilinmesinin objektif olarak mümkün olduğu gerekçesiyle dava şartı noksanlığı olarak nitelendirilmiştir. Yasa gereği, bu durumda mahkeme kesin süre vererek dava şartı noksanlığının tamamlanmasını istemelidir. Mahkeme ayrıca, manevi zarar ve menfi tespit istemleriyle ilgili olarak dava değerinin dikkate alınarak harç eksikliğinin tamamlanması gerektiğini belirterek, kararı davacı yararına bozmuştur.
Kanun maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107-109 maddelerinde belirtilen belirsiz alacak davası şartları
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığının giderilmesine ilişkin hüküm
19. Hukuk Dairesi         2015/11655 E.  ,  2016/3808 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 23.07.2010 tarihli iş ortaklığı (bayilik) sözleşmesi kapsamında 60.000 ... bedelli teminat çeki ile gönderilecek ürünler karşılığında 64.000 ... bedelli çekin davalıya teslim edildiğini, davalının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğini, müvekkiline ürün göndermediğini, bu sebeple fiilen sözleşmenin sona erdiğini ileri sürerek, davalıya teminat çeki olarak verilen ve icra takibine konulan 60.000 ... bedelli çek ile borçlu olmadığının tespitine, akdin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar ve mahrum kaldığı kazanç ve kar kaybı olarak şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın, ayrıca 40.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;davacı uğradığı maddi zarar sebebiyle şimdilik 10.000 TL talep etmiş ise de, dava dilekçesinin içeriğinde davalıdan talep edilebilecek maddi tazminat alacak tutarının sebep ve miktarlarını net olarak kalem kalem belirttiği, HMK"nın 107-109 maddeleri uyarınca, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı yahut değeri tam ve kesin olarak belirlenebilir olması halinde belirsiz alacak-kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacağı, bu durumda dava şartı niteliğindeki hukuki yarar şartının somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle HMK"nın 114/h ve 115. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen maddi zarar alacağına esas alacak kalemleri yönünden 10.000 TL üzerinden belirsiz alacak davası açmıştır. 6100 sayılı HMK"nın 107/1 maddesi uyarınca; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
    Anılan Yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere belirsiz alacak davası açılabilmesi için talep edilebilecek miktar veya değerin tam veya kesin olarak saptanmasının objektif olarak olanaksız olması gerekir. Talep edilebilecek miktar veya değer biliniyorsa veya tespit edilebiliyorsa ya da tespitine yarar kriterler mevcut ise, o takdirde belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekir. Ne var ki, 6100 sayılı HMK"nun 115/2 maddesine göre, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için mahkeme kesin süre verir, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse, davayı dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddeder.
    Somut olayda, sözü edilen dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün olduğundan ve davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın miktarını açıkça belirtmiş bulunduğundan davasını tam dava olarak sürdürmesi ve uğradığını iddia ettiği zararın tümü yönünden eksik peşin harcı tamamlaması için HMK"nın 115/2. maddesi uyarınca kendisine kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Diğer yandan davacı dava dilekçesinde uğradığını iddia ettiği manevi zararı için 40.000 TL"nin tahsili ile davalı elinde bulunan 60.000 ... bedelli çekin iadesini ve borçlu olmadığının tespitini isteyerek anılan talepler yönünden maddi zarardan doğan alacak kalemi dahil 110.000,00 TL üzerinden harç yatırmak suretiyle bu davayı açmıştır. Bu durumda öncelikle bu kalem alacaklar yönünden de dava değeri dikkate alınarak harç eksikliği tamamlattırıldıktan sonra manevi zarar ve İİK"nın 72. maddesi hükmü uyarınca açılan menfi tespit istemleri ile ilgili bir hüküm kurulması gerekirken davanın hukuki nitelendirmesinde hataya düşülerek bu kısım talepler yönünden davanın reddi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi