11. Hukuk Dairesi 2016/12571 E. , 2018/6246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/02/2016 tarih ve 2015/417-2016/89 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 09.10.2018 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin 30.09.2009 tarihinde davalıya ait trende yolcu olarak seyahat etmekte iken trenin lokanta kısmında alkollü olan bir yolcu ile yaşadığı tartışmanın ardından bıçakla boynundan ağır şekilde yaralanması sonucu hayatını kaybettiğini, davalının yolculuğun güvenli bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli önlemleri almadığını, müvekkillerinin manevi zarara uğradığını, maddi tazminat davasının ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/371 E.2013/409 K. sayılı ilamı ile kabul edilip 28.04.2015 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek, davacıların her biri için 500.000,00"er TL olmak üzere toplam 1.500.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, tazminata konu olayın trenden, vagondan, raydan veya personelden kaynaklanmadığını, ... Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada ne müvekkili idarenin ne de herhangi bir personelin sanık veya şüpheli olmadığını, talep edilen faizi ve faizin nevini kabul etmediklerini, müvekkili idarenin bilahare kazanın asli ve gerçek sorumlusu aleyhine açacağı rücu davasının bu davada da değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların maddi tazminat istemiyle açtıkları davanın ... Asliye 5. Ticaret Mahkemesinin 2010/18 E. 2011/145 K. sayılı kararı ile kabul edilip kesinleştiği, olayın oluş şekli, davalı taşıyıcının kanunla düzenlenen yasal yükümlülüklerini yerine getirmemiş ve gerekli güvenlik önlemlerini almamış olması, ölenin davacı ..."un eşi, diğer davacıların ise babası olması, duyulan elem ve ızdırabın yoğunluğu ve ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için 100.000,00 TL"den toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın 30/09/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, davacıların yakını olan kişinin (yolcu), davalı taşıyan ile arasındaki yolcu taşıma sözleşmesinin ifası sırasında ölümü nedeniyle, ölen yolcu yakınlarının manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davalı taşıyıcının tazmin sorumluluğu, yerel mahkeme gerekçesinde sonuca etkili olmayacak şekilde 6102 sayılı ... hükümlerine dayandırılmış ise de, esasen, olay tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı Kanunun 806. maddesi ile 818 sayılı BK’nın 47. maddelerine dayalı olup davalı taşıyıcının sorumluluğunun kaynağı olan yolcu taşıma işi, yine 6762 sayılı ...’nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliğindedir. 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca, arada sözleşme olmasa dahi ticari işlerde temerrüt faizi, TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı üzerinden istenebilecektir. Bu durumda, davacıların olay tarihinden itibaren avans oranı üzerinden faiz talebinde bulunmalarında yasaya aykırılık söz konusu değildir. Bu nedenle, mahkemece hükmedilen manevi tazminat tutarına yasal faiz işletilmesine karar verilmesi yerinde olmadığından davacılar vekilinin münhasıran bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. maddesinde, manevi tazminat davalarında vekalet ücretinin Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi olarak belirleneceği, talebin kısmen reddi halinde davalı (vekili) yararına bu şekilde belirlenecek vekalet ücretinin, davacı (vekili) yararına hükmedilen ücreti geçemeyeceği, talebin tümüyle reddi halinde ise avukatlık ücretinin maktu tarife hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. İşbu davada davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen reddedildiği nazara alınarak davalı yararına hükmedilecek vekalet ücretlerinin, her bir davacı yararına hesaplanan vekalet ücretini aşmamak kaydıyla, yine her bir davacı için talebin reddedilen kesimi üzerinden nisbi olarak belirlenmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmamış, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
4- Yukarıda (1) ve (3) nolu bentler uyarınca taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekiyor ise de, açıklanan hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca yerel mahkemece verilen hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulüne, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüne, (4) nolu bentte açıklanan nedenle, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendindeki “yasal faiziyle” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “avans faiziyle” ibaresinin yazılmasına, keza yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 8., 9. ve 10. bentlerindeki “1.800,00 TL” ibarelerinin çıkarılarak yerlerine “10.750,00 TL” ibareleri yazılmak suretiyle kararın taraflar yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile yekdiğerine verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.