19. Hukuk Dairesi 2015/11649 E. , 2016/3806 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, kesinleşen icra takibine konu 25.02.2009 keşide tarihli ve 42.000 TL bedelli bono sebebiyle müvekkilinin gerçekte 22.200 TL borcu bulunduğunu, müvekkilinin bu bonoyu gerçek borcundan fazla miktarda imzalayarak vermek zorunda kaldığını, söz konusu bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibinde borç miktarının belirlenmesi ve ödenmesi ile ilgili olarak 06.05.2009 tarihinde protokol düzenlendiğini, bu protokolde müvekkilinin borcunun 22.200 TL olarak belirlendiğini ve aylık 2200 TL olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, aynı tarihte takip dosyasında müvekkilinin teminatın iadesine muvafakat ile itiraz haklarından feragat ettiğini, söz konusu protokol ile müvekkilinin icra takip dosyasındaki bu beyanının aynı tarihte olmasının müvekkili ile davalı arasındaki anlaşmayı açıkça ortaya koyduğunu ileri sürerek müvekkilinin icra takibine konu 42.200 TL asıl alacak bakımından 20.000 TL lik kısım için borçlu olmadığının tespiti ile takibin 20.000 TL lik kısım ve buna tekabül eden faiz ve diğer alacaklar bakımından iptaline, işlemiş faiz bakımından da müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesine konu protokol ile icra takibine konu senet arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, söz konusu protokolde icra takibine konu senetle ilgili hiçbir bilgi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; tarafların kabulünde olan ve takip tarihinden sonra 06/05/2009 tarihinde imzalanan protokol ile taraflarca borcun 22.200,00 TL olduğunun kararlaştırıldığı, protokolün içeriğine göre icra takibine konu 42.200,00 TL tutarlı bonoya ilişkin olduğu benimsenmiş olup, bu kabule göre davacının icra takibine dayanak bonoya ilişkin protokol kapsamında davalıya 22.200,00 TL borçlu olduğu kanısına ulaşıldığı, asıl borcun 22.200,00 TL olarak benimsenmesi doğrultusunda, takibe konu bononun vade tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizinin bilirkişi rapor içeriğindeki hesaplamalar doğrultusunda 1.001,74 TL olabileceği, takip alacaklısının asıl alacak yönünden ise tahsil tarihine kadar %27 ve değişen oranlarda temerrüt faizi talep edebileceği, taraflar arasında akdedildiği anlaşılan protokolün icra takip tarihinden sonraki tarihli olduğu da dikkate alındığında, davalı yanın takipte kötü niyeti sabit görülmeyip davacı yanın kötü niyet tazminat isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; davacının icra takip dosyasında ana para borcunun 22.200,00 TL işlemiş faizinin 1.001,74 TL olduğunun tespiti ile; bu tutar dışında kalan 20.000,00 TL ana para ve 1.043,51 TL işlemiş faizden ötürü davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, faiz oranına yönelik talebin kabulü ile icra takip tarihinden itibaren asıl alacağı 3095 sayılı Yasanın 2-2 md. gereğince yürütülecek %27 ve değişen oranlarda temerrüt faizi yürütülmesine, sunulan protokol icra takip tarihinden sonra olduğu dikkate alınıp takip tarihinde davalının takipte kötü niyeti sabit görülmediğinden davacı yanın kötü niyet tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.