Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/434
Karar No: 2014/819
Karar Tarihi: 22.10.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/434 Esas 2014/819 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/434 E.  ,  2014/819 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 4.İş Mahkemesi
    TARİHİ : 05/11/2012
    NUMARASI : 2012/339 E-2012/730 K.

    Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 4.İş Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 13.10.2011 gün ve 2010/686 E.-2011/716 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Sağlık Bakanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin 06.04.2012 gün ve 2012/1962 E.-2012/6570 K. sayılı ilamı ile;
    (“...Davacı vekili; müvekkilinin davalı iş yerinde temizlik işçisi olarak 05.10.2004 tarihinden iş akdinin feshedildiği 31/12/2008 tarihine kadar çalıştığını, hizmet akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak sona erdirildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenmeyen 200,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 50,00 TL yıllık izin alacağı olmak üzere toplam 350,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra davasını ıslah etmiştir.
    Davalı Sağlık Bakanlığı vekili, davacının çalıştığı şirketin Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer alan temizlik işlerini ihale ile alan şirket olduğunu, müvekkili idarenin sorumlu olmadığını, müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini, ayrıca alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 21.maddesinin 5.fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur.
    Davacının davalı bakanlığın temizlik işlerini üstlenen B. Ltd. Şti."nin işçisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açılan işe iade davasının davacı lehine sonuçlandığı ve kesinleştiği, davacının kesinleşen kararın tebliğinden itibaren süresi içinde işe başlatılmak için gönderdiği tebligatın B. Ltd. Şti. işyerinin kapalı olması nedeni ile muhtara yapıldığı, daha sonra davacının süresinde işe başlatılmadığı, bu suretle iş akdi feshedilmiş olduğundan açılan bu dava ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının tahsilini istediği anlaşılmaktadır.
    Tebligat yapılacak kişinin, tebliğ evrakında belirtilen adreste bulunmaması ve bu nedenle tebligat yapılamaması halinde adres araştırması yapılmalıdır.
    Tebligatın muhatabı adresinde oturmakla birlikte, tebliğ yapıldığı sırada kendisi veya kendisi adına tebliği alacak kimseler adreste bulunmaz, kısaca adres kapalı ise, adreste bulunmama nedeninin komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, meclis üyesi, zabıta veya memurlardan öğrenilmesi, tebliğ tutanağına yazılması ve beyanına başvurulan kişiye imzalatılması, imzadan çekinilmesi halinde tebliğ mazbatasına bunun da yazılması ve tebliğ evrakını dağıtan memurun imzalaması gerekir. Dağıtım saatinden sonra muhatap veya tebliği alacak kimseler dönecek ise, tebliğin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre, birkaç gün adreste yoklar ise aynı Kanun"un 20.maddesine göre yapılacaktır. 21.maddeye göre yapılan tebligatta, 2 numaralı ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılırken, 20.maddeye göre tebliğde, tebliğ 2 numaralı ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren onbeş gün sonra tebliğ edilmiş sayılacaktır. 2 numaralı ihbarname kapıya asılması dışında tebliğ evrakının dağıtım yapan memur tarafından muhtar, ihtiyar heyeti üyeleri, zabıta amir veya memurlarından birine imza karşılığı teslim edilmelidir. Kapıya yapıştırılan ihbarnameye de tebliğ evrakının teslim edildiği görevlinin adı ve soyadı yazılmalıdır. Tebliğ evrakını alan bu kişiler, tebligat evrakını muhataba teslim etmelidir. Ayrıca bu işlemlerden sonra tebliğ olunacak kişiye keyfiyetin haber verilmesi için en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya bildirim yapılması zorunludur. Tebligat işlemlerinde bu sıraya uyulmalıdır. Aksi halde tebliğ usulsüz ve geçersiz olur.
    Tebligat yapılacak kişinin nereye gittiği ve ne zaman döneceği belli değilse, tebligatı alacak kişi ölmüş veya gösterilen adreste daimi olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebligat memurunca saptanmamış ise tebligat evrakına bu durum açıkça yazılmalı ve tebligat evrakı bila tebliğ çıkış merciine iade edilmelidir.
    7201 sayılı Kanun’un 35/son maddesi ile daha önce tebligat yapılamayan adrese de aynı madde uyarınca tebliğ yapılma olanağı getirilmiştir. Buna göre taraflar arasında yapılan, imzası resmi makamlar önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkârlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da 35.madde hükümlerin uygulanmalıdır.
    Somut olayda, davacının işe başlatılmak için yaptığı başvuruya ilişkin tebligatın işyerinin kapalı olması nedeni ile muhtara yapıldığı, adreste bulunmama nedeninin kanunda belirtilen kişilere sorulmadığı, yeni adresinin araştırılmasına ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığı, tebliğ memurunca yeni adresinin saptanamadığına ilişkin bir açıklama yapılmadığı, tebliğ evrakının muhtara teslim edildiğine ilişkin ihbarnamenin kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır.Buna göre davacının işe başlatılmaya ilişkin başvurusu usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. İşe başlatılma başvurusu usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen işverenin işe başlatma yükümlülüğünden söz edilemez. Davacı işe başlatılmak için işverene usulüne uygun başvuruda bulunmadan işverenin işe başlatma yükümlülüğü söz konusu olmaz. İş sözleşmesinin feshi işverenin işe başlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi suretiyle gerçekleşir. İş sözleşmesinin feshedilip edilmediği ortaya çıkmadan feshe bağlı hakların dava konusu edilmesi mümkün değildir. Buna göre dava konusu tazminat ve alacak bakımından dava açma koşulu gerçekleşmeden açılan davanın usulden reddi gerekir.Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, ihbar ve kıdem tızminatı ile yıllık ücretli izin ücreti alacağı istemlerine ilişkindir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, iş akdinin asıl işveren davalı Sağlık Bakanlığı ile alt işveren davalı şirket tarafından geçerli bir sebep olmaksızın feshedildiğini ancak hiçbir alacağının ödenmediğini, açmış olduğu işe iade davasında lehine karar verildiğini belirterek, ödenmeyen ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Sağlık Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle, ihale makamı olarak kendilerine husumet düşmeyeceğini, dava konusu alacaklardan işveren şirketin sorumlu olduğunu belirterek, haklarındaki davanın öncelikle husumet yokluğundan reddini savunmuştur.Davalı B.İnş. Temz. Tekst. San Ltd Şti, yazılı veya sözlü beyanda bulunmamıştır.
    Yerel mahkemece, davalıların asıl ve alt işveren olarak dava konusu alacaklardan birlikte sorumlu olduğunun kabulü ile davanın kabulüne dair verilen karar, davalılardan Sağlık Bakanlığı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş, mahkemece “bozma sonrası aşamada ibraz edilen tebligat şerhinin incelenmesi ile davalı şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, buna göre davacının usulüne uygun olarak işe başlatılma talebinde bulunduğunun anlaşıldığını, kaldı ki tüzel kişilere 7201 sayılı Kanun"un 21.maddesi uyarınca yapılan tebligatlarda bozma ilamında eksikliği bahsedilen araştırmaların yapılmasına gerek bulunmadığı” gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin kararda direnilmiştir.
    Direnme kararı davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmektedir.
    Hukuk Genel Kurulu"nda yapılan görüşmeler sırasında direnme kararının davalılardan B. Ltd Şti.ne usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği hususu ön sorun olarak görüşülmüş, davalı şirkete direnme kararının tebliğ edildiği 15.01.2013 tarihinde yürürlükte bulunan 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 6099 sayılı Kanun"un 9.maddesi ile değişik 35.maddesinin 4.fıkrasının “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca davalı şirketin ticaret sicil adresine yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunun oybirliğiyle kabulü ile, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
    Uyuşmazlık, feshe bağlı hak ve alacaklar yönünden, davacının işe başlatılmak için işverene usulüne uygun başvuruda bulunduğu hususunun kanıtlanıp kanıtlanmadığı, işverene yapılan tebligat yönünden araştırmanın yeterli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    Mahkemece, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada davacı vekili tarafından ibraz edilen noter tebligat şerhi incelenmek suretiyle, davalıya yöntemince tebligat yapıldığı kabul edilerek, “Özel Dairenin bozma ilamının araştırmaya yönelik olmaması nedeniyle teknik olarak direnme kararı verilmesinin zorunlu olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin kararda direnilmiştir.
    Bu durumda bozmadan önce var olmayan bir kısım belgelerin dosyaya girdiği, öte yandan mahkemece yeni ibraz edilen bu belgelere dayanılarak direnme kararını kurulduğu anlaşılmaktadır.
    O halde usul ve yasaya uygun bir direnme kararı mevcut olmayıp bozma çerçevesinde yapılan araştırma sonucu oluşturulan yeni bir hükmün varlığının kabulü gerekir.
    Bu nedenle dosya, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Dairesine gönderilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklandığı üzere, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 22.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 22.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi