19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/34683 Karar No: 2020/9135 Karar Tarihi: 30.06.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/34683 Esas 2020/9135 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet kararının temyiz istemi üzerine incelenmesinde, dosyanın takip edilmesinde vekil aracılığıyla tebligatın yapılmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Ayrıca 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen hükümle, suçu oluşturan eşyanın değerinin hafif olması halinde cezaların yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilebileceği belirtilmiş ve aynı Kanun'un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ifade edilmiştir. Suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin tarafsız bir bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiği belirtilerek, yerel mahkemenin kararı yeniden değerlendirmesi gerektiği vurgulanmıştır. 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrasının uygulanma koşullarının araştırılması ve yerel mahkeme tarafından yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Kararın bozulması ve dosyanın yerel mahkemeye geri gönderilmesine karar verilmiştir.
19. Ceza Dairesi 2019/34683 E. , 2020/9135 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvuruların süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. maddesi gereğince vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği gözetilmeden, yokluğunda verilen kararın vekil yerine doğrudan katılan adına çıkarılıp evrak memuruna tebliğ edilmiş olması nedeniyle, katılan vekilinin öğrenme üzerine verdiği 27/10/2015 tarihli temyiz dilekçesinin yasal temyiz süresi içerisinde olduğu kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın suç tarihindeki gümrüklenmiş değeri tarafsız ve bağımsız bilirkişi vasıtasıyla tespit edilmek suretiyle; 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 30/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.