16. Hukuk Dairesi 2017/4769 E. , 2021/3095 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İli Merkez İlçe ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın almaya dayanarak, adına tescili istemiyle Kadastro Mahkemesi’nde dava açmıştır. Kadastro Mahkemesince verilen, davanın kabulüne ilişkin hüküm, davalı Hazine ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce "hakkında tutanak düzenlenmeyen dava konusu taşınmaz bölümü hakkındaki davaya bakmakla genel mahkemelerin görevli olduğu belirtilerek, görevsizlik kararı verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur. Bozma ilamı doğrultusunda verilen görev kararı uyarınca dava dosyasının gönderildiği Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda, 08.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 362.45 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davaya konu taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen jeolog bilirkişi raporunda, taşınmazın dere yatağı olduğu, taşınmazın bahçe kısmının daha önce dolgu yapılmak suretiyle kullanıma alındığı belirtildikten sonra alınan ek raporda, bunun bir akarsu yatağı değil dağın eteğinde bulunan ve eş yükselti eğrilerinden kaynaklanan, eğimden dolayı doğada doğal yollarla oluşan topografik bir yapı olduğu ifade edilmiş; ziraatçi bilirkişi raporlarında, dava konusu alanın toprak dökülüp çekilmek suretiyle yükseltildiği, dava konusu taşınmaz üzerinde say kiler, ahır, samanlık ve su damı bulunduğu, sınır boyunca 1 adet 90 yaşında kavak ağacı, 1 adet 30 yaşında iğde ağacı bulunduğu belirtilmiş; mahkemece yapılan gözlemde ise, dava konusu taşınmazın da bulunduğu 283 ada 28 ve 48 parseller arasında dere yatağı şeklinde boşluk bulunduğu keşif tutanaklarına geçirilmiş olup, bu haliyle raporlar arasında ve keşif tutanağın aktarılan mahkeme gözlemi ile raporlar arasında çelişki oluştuğu halde, söz konusu çelişkiler giderilmeden ve taşınmazın vasfı ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve niteliği kesin olarak belirlenmeden hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazlara ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu Köyü/Mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden dosya arasına getirtilmeli; çekişmeli taşınmaza doğu ve batı hududunda komşu olan parsellerin ada ve parsel numaraları belirlenerek kadastro tespit tutanakları ve dayanakları ile oluşmuş ise tapu kayıtları celp edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, jeolog bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konu taşınmazın önceki ve mevcut niteliğinin ne olduğu, üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, varsa kimden kime ve nasıl geçtiği, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, taşınmazın evveliyatı itibarıyla imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı ve böyle yerlerden ise imar ihyanın ne zaman başlayıp hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine hava ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığını, kullanımın hangi tarihten itibaren olduğunu, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, imar-ihyası tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirtir şekilde rapor alınmalı ve dava konusu taşınmazın konumunu hava fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğinin ne olduğunu, tarımsal faaliyete konu edilip edilmediğini, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, evveliyatı itibarıyla imar ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar ihya işlemlerinin hangi tarihte tamamlandığını, üzerindeki zilyetliğin ne zaman başladığını, hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısını, eğimini ve bitki örtüsünü açıklayan, önceki ziraatçi bilirkişi raporlarının değerlendirilerek çelişkilerin giderildiği, taşınmazın her yönünden tüm özelliklerini gösterir şekilde çekilmiş ve üzerinde taşınmazın sınırlarının kabaca işaretlendiği fotoğraflarının eklendiği, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden, dava konusu taşınmazın, dere yatağı niteliğinde olup olmadığını veya dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında değilse derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını açıklayan, önceki jeolog rapor ve ek raporunu irdeleyerek ve mevcut çelişkileri giderir mahiyette rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli; 4721 sayılı TMK"nın 713/4. maddesi gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanları yöntemine uygun bir biçimde yapılmalı, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanakları dosya arasına konulmalı, üç aylık itiraz süresinin geçmesi beklenilmeli ve böylelikle davacı lehine zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.04.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.