15. Ceza Dairesi 2020/5756 E. , 2020/9065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 43/1, 62/1, 52/2, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın katılan .... İnşaat Malzemeleri ve .... Ltd Şti’de kasiyer olarak çalıştığı 06/10/2014 ve 03/11/2014 tarihleri arasında değişik günlerde, toplamda 2,264,92 TL parayı adıktan sonra faturaları iptal edip mağazaya ait parayı uhdesinde tuttuğu, bu şekilde sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Dosya kapsamı ve UYAP kayıtlarının sorgulamasında; sanığın aynı katılana karşı haksız menfaat temin etme eylemi ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan açılan kamu davası sonucunda Antalya 20.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/1030 Esas, 2015/7637 Karar sayılı dosyası ile kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve mükerrer yargılama yapılmamasının temini bakımından, sanığın fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suç mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, Antalya 20.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/1030 Esas, 2015/7637 Karar sayılı dava dosyası getirtilip incelenerek özetlerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, aynı fiiller nedeniyle açılmış dava veya verilmiş hüküm olup olmadığının belirlenmesi; farklı fiiler nedeniyle dava açılmasına rağmen aralarında zincirleme suç ilişkisinin bulunması halinde ise, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı tartışılarak, kesinleşmiş hükmün zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/03/2016 tarih, 2014/847 Esas ve 2016/128 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
1- Sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 tam gün olarak tayin edilmesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.