10. Hukuk Dairesi 2020/6742 E. , 2020/6826 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ...Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince davalıya ait itirazın esastan reddine, davacıya ait itirazın ise kabulüne ve İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılması ile vekalet ücreti yönünden düzeltme yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davalı iş yerinde çalışırken 03.07.2012 tarihinde iş kazası yaşadığını, sağ el işaret parmağının koptuğunu, tedavi aşamasında ve sonrasında maddi manevi zarara uğradığını beyanla, ıslahla birlikte 38.837,67TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, husumeti kabul etmediğini, davacının ... San. Tic. Ltd. Şti. çalışanı olduğunu, müvekkili ile işveren şirket arasında asıl - alt işveren ilişkisi bulunmadığını, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun olmadığını, davacının dikkatsizliği ile kazanın meydana geldiğini, işe başladığında iş güvenliği eğitimi verildiğini, tedavi giderleri ile raporlu süredeki maddi zararların SGK Başkanlığı tarafından karşılandığını, manevi tazminat talebinin yüksek olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince davacının kısmen kabulüne kısmen reddine, 38.837,67 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
...Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince 27/12/2019 tarihli kararda, Davalı istinafının esastan reddine; Davacı istinafının Kabulüne, Kararın Kaldırılmasına ve vekalet ücretleri yönünden yapılan hatanın düzeltilmesiyle birlikte, 38.837,67 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Şirket vekili, husumeti kabul etmediğini, dava dışı ... şirketinin işveren olduğunu, muvazaa iddiasının ispatlanamadığını, asıl - alt işveren ilişkisini kabul etmediğini, müvekkiline kusur yüklenilmesinin hatalı olduğunu, maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME :
6100 sayılı HMK geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasındaki “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü mevcuttur.
07.11.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Adalet Bakanlığı kararı ile 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 25 ve geçici 2 inci maddeleri uyarınca kurulan ve yargı yerleri belirlenen Bölge Adliye Mahkemeleri ile 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 ve geçici 20 inci maddeleri uyarınca kurulan ve yargı çevresi belirlenen Bölge İdare Mahkemeleri, 20.7.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlayacağı hususu belirlenmiştir.
20.07.2016 tarihinden önce verilen ilk Derece Mahkeme kararları hakkında, 6100 sayılı HMK geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427 ilâ 454 üncü maddeleri arasında belirtilen temyiz Kanun yolu, 20.07.2016 tarihinden sonra verilen İlk Derece Mahkeme kararları hakkında 6100 sayılı Yasanın 361-373’üncü maddeleri arasında belirtilen temyiz Kanun yolunun uygulanması gereklidir.
Diğer taraftan, İş mahkemeleri bakımından ise 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümlerinin de dikkate alınması gereklidir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinde; “İş mahkemelerince verilen nihaî kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Şu kadar ki, para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararlar hariç, miktar veya değeri bin Türk lirasını geçmeyen davalar hakkındaki nihaî kararlar kesindir.” Hükmü ile aynı maddenin 3. fıkrasında “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beş bin Türk lirasını geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Hükmü mevcut iken 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasanın 5. maddesi ile bu hükmün ilk fıkrasında yer alan “bin lira” ibaresi “üç bin liraya”, 3. fıkrasında yer alan “beşbin lira” ibaresi ise “kırk bin Türk lirasına” şeklinde değiştirilmiştir.
Buna göre, 2019 yılı Bölge Adliye Mahkemesinin kararları bakımından temyiz sınırı ise 58.800,00 TL’dir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması hâlinde temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde alacağın tamamının gözetilmesi; tamamı dava edilen alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi hükmü gereğidir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin kararına konu alacak tutarı, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması olanaksızdır.
O hâlde, davalı şirket avukatına ait temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddi gerekmektedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne gönderilmesine, 23/11/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.