20. Hukuk Dairesi 2016/10308 E. , 2018/7485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ile davalılardan ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 27.04.2011 tarihli dilekçesiyle ... ilçesi, Mühye köyü 271, 504 ve 559 parsellerin paylı olarak müvekkiline ait olduğunu, taşınmazların ... ile ilgisi olmadığı halde davalı ... Yönetimi tarafından 2000 yılında yapılıp, 27.04.2001 ilâ 27.10.2001 tarihlerinde ilân edilen ... kadastrosunda ... olarak sınırlandırıldığını, bu işlemin iptali ile taşınmazların müvekkili adına tescilini istemiştir.
Mahkemece Hazineye yönelik davanın husumet yönünden reddine, ... Yönetimi aleyhine açılan davanın kabulüne, 271, 504 ve 559 parsellerin ... kadastrosunun iptaliyle ... sınırları dışına çıkarılmasına, taşınmazların davacı adına tescil talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 11/03/2015 tarih ve 2015/966 – 1418 E.K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tamamının ... sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uyun düşmemektedir. Şöyle ki, hükme dayanak ... bilirkişi kurulu raporuna göre, çekişmeli 599 sayılı parselin kısmen ... tahdidi içinde, 271 ve 504 parsel sayılı taşınmazların ise tamamen ... tahdidi dışında kaldıkları, 599 sayılı parselin ... tahdidi içine kalan bölümünün eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları ile arazi kadastro paftasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi kurulu raporuyla, öncesi itibariyle ... sayılmayan yerlerden olduğu, 1950 yılında gerçek kişiler adına tapulama tesbitinin kesinleşerek tapuya kayıt edildiği, gerçek kişiler adına tapulu olduğu gözetilmeden, etrafındaki sahipsiz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ve ... adına kayıtlı parseller ile bir bütün olduğu sanılarak 1980’li yıllarda yeşil kuşak projesi kapsamında ağaçlandırıldığı, ağaçlandırmanın kısmen başarılı olduğu, tapu sahibi gerçek kişilerin onayı alınmadan, tapuda adlarına kayıtlı taşınmazların kısmen ağaçlandırılmasının hukuken sonuç doğurmayacağı, davacı gerçek kişi adına tapuda kayıtlı taşınmazları ... haline dönüştürmeyeceği, ancak; bu yerin ağaçlandırılan bölümlerinin davalı yönetim tarafından ... olarak kullanılmak üzere kamulaştırılması olanağı bulunduğu gibi, ... tarafından ... adına kayıtlı taşınmazlarla değiştirilmesi yoluna gidilebileceği gözetilerek ... sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmesi gerekirken, sanki 599 sayılı parselin tamamı ... sınırları içine alınmış gibi tamamının ... sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmesi doğru olmadığı gibi, ... 599 sayılı parselin ... tahdidi dışında kalan bölümü ile tamamı ... tahdidi dışında olduğu belirlenen 271 ve 504 sayılı parseller yönünden hukukî yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, ... tahdidi dışında kaldığı anlaşılan 271 ve 504 numaralı parsellerle ilgili davanın hukuki menfaat bulunmadığından reddine, 559 numaralı kadastro parselinin 22/09/2014 tarihli rapora ekli haritada ... tahdidi içinde kaldığı anlaşılan ve (A) harfi ile gösterilen 7910 m²"lik bölümünün ... olarak tahdidi işleminin iptaline, ... yönünden husumet nedeniyle ret hükmünün kesinleştiğinin açıklanmasına, taşınmazların davacı adına tescili talebinin feragat sebebiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından tüm yönlerden ve davalı ... Yönetimi tarafından 559 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, tapuya dayanılarak 10 yıllık süre içinde açılan ... kadastrosunun iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 27/04/2011 tarihinde ilan edilmiş ... kadastrosu ve 2/B madde çalışması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak yazılı biçimde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; hukuki yarar, 6100 sayılı Kanunun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olarak düzenlendiğine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi uyarınca davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğine, ikinci kısmın ikinci bölümünün 7 numaralı bendinde asliye mahkemelerinde takip edilen davalar için 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedileceği düzenlendiğine göre mahkemece davanın hukuki menfaat yokluğundan reddine karar verilmiş olmakla kendisini vekille temsil ettiren davalı ... Yönetimi yararına tarife uyarınca “1500,00” TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hüküm yerinde davalı ... Yönetimi yararına tarifede düzenlenen vekalet ücretini aşacak şekilde 4.935,61 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verilmiş olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasında yer alan “ 9- Davanın reddedilen bölümü için AAÜT uyarınca hesaplanan 4.935,61 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı ... Müdürlüğüne ödenmesine,” cümlesi kaldırılarak, bunun yerine, “ 9- Davanın reddedilen bölümü için AAÜT uyarınca hesaplanan 1500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı ... Müdürlüğüne ödenmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.