14. Hukuk Dairesi 2018/1873 E. , 2018/7586 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 01.10.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine dair verilen 16.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde, maliki bulunduğu 1555 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışı olmadığını, 1550 parsel maliki ... rızası ile 1555 parselden genel yola çıktığını ancak davalının şeftali hasatı sırasında yolu kapattığını, su anda yolu olmadığını belirterek mahkemece uygun görülecek güzergahtan geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı ... cevabında; davacıya iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde parselinden anayola çıkmasına izin verdiğini, ancak davacının komşuluk kurallarına uymadığını, davacının şu anda 1563 ve 1564 parsel sayılı taşınmazların güney sınırından geçen mevcut yolu kullandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı ... cevap dilekçesinde; 1563 parsel sayılı taşınmazın kendi kullanımında fakat eşi adına kayıtlı olduğunu, kendi parselinden geçit hakkı tesisi durumunda 14 yaş üzeri onlarca ağacının kesileceğini, bu durumun kendisini mağdur edeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Bir kısım dahili davalılar vekili ise; davalı ... yönünden ... maliki olmaması nedeniyle davanın husumet nedeniyle reddi, diğer davalılar yönünden ise davanın esastan reddi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... ilçesi ... Mahallesi 1555 parsel lehine aynı yer 1563 ve 1564 parseller aleyhine fen ve zirai bilirkişilerin 26/04/2013 tarihli rapor ve krokilerinde gösterilen 5 nolu güzergah üzerinden 272,22 m2 miktarlı geçit hakkı tesisi ile tapuya tesciline, diğer parseller ve davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni ... Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince; mahkemece en uygun güzergah olduğu gerekçesiyle 1563 ve 1564 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 5 nolu güzergah üzerinden geçit hakkı tesis edilmiş ise de; 1563 ve 1564 parsel sayılı taşınmazların ... kayıtlarının tetkikinde; 1563 parselin ... kaydında 1559 parsel lehine 6.6.2001 ve 1564 parsel lehine 20.5.2009 tarihli geçit hakkı tesis edildiğine dair şerh bulunmaktadır. 1564 parselde ise 1559 lehine 06.06.2001 tarihli geçit hakkı tesisine dair şerh olduğu görülmüştür.
Ayrıca hükme esas 26.04.2013 tarihli krokide de 1563 ve 1564 parsellerin güneyinde 1563 parsel ve 1564 parsel aleyhine geçit hakkı olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece ilgili ... Sicil Müdürlüğünden bu parseller aleyhine kurulan geçit hakkını gösterir kroki celp edilerek bir başka geçit hakkı tesis edilmiş ise; davacının bu güzergahtan geçme ihtimali olup olmadığı değerlendirilmeli, geçite ulaştıktan sonra kesintisiz şekilde yola ulaşımı Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda bedeli karşılığında sağlanması gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.