13. Hukuk Dairesi 2016/20028 E. , 2017/5526 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 23/02/2013 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 4.129 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 23.02.2013 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini, ödediği 4.129 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın KABULÜNE, Taraflar arasında imzalanan 23/02/2013 tarihli, 3906 sözleşme nolu ... devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Sözleşmeye bağlı olarak yapılan senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline, 4.129,00 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 23.02.2013 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 23.02.2013 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme tarihi itibariyle 4077 sayılı yasanın hükümlerinin geçerli olduğu, 4077 sayılı yasanın yasada ön ödemeli devre mülk düzenlemesinin bulunmadığı, 6502 sayılı yasa ile düzenlemenin getirildiği, taşınmaz malların tapudan tescil ile devrinin mümkün olduğu, sözleşme tarihi itibariyle 4077 sayılı yasada devre tatile konu taşınmazların ön ödeme satışının düzenlenmediği, davacının cayma hakkının bulunduğu, cayma hakkının hizmetin ifasından sonra başlayacağı, tesislerin bitirilmediği, cayma hakkının da ancak sözleşmenin ifasından sonra işlemeye başlayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞME KONUSU” başlıklı 2. maddesinde "Tapuda ... ili, ... ilçesi, Başlamış Köyü, ... mevkii, 1. Pafta 364-365 parselde üzerinde kayıtlı bulunan arsa üzerinde inşa edilmekte olan “... SAĞLIK MERKEZİ” isimli tesiste yer alan ve aşağıda ayrıntıları belirtilen, mesken olarak kullanıma tahsisli devremülk olarak satışı ile tapu devrinin şartları ve şeklinin düzenlenmesinden ibarettir." şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,04/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.