14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2883 Karar No: 2018/7579 Karar Tarihi: 08.11.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2883 Esas 2018/7579 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/2883 E. , 2018/7579 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.05.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalının 8679 parsel sayılı taşınmazda 26/04/2013 tarihinde 23/1200 pay satın aldığını, önalım hakkına dayanarak davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, 8679 parsel sayılı taşınmazın tapudaki bedelinin muvazaalı olduğunu, 26/04/2013 tarihinde davalı ile dava dışı önceki paydaş arasında yapılan satış yoluyla pay devri işleminin, 1992 yılında yapılan satış senedine dayandığını, taşınmazın 1992 yılından bugüne kadar davalı tarafından kullanıldığını, paydaşlar arasında fiili taksim bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince; önalım davasında davacının fiili taksim nedeniyle önalım hakkını kullanmasının kötüniyetli olduğunun kabul edilebilmesi için; hem önalım hakkını kullanan paydaşın hem de davalıya yer satan satıcının ayrı ayrı kullandıkları yerlerin olması gerekmektedir. Mahkemece yapılan araştırmada davalının taşınmazı kullandığı belirlenmiş ise de; davacının kullandığı bir yerin olduğu belirlenememiştir. O halde taşınmazda geçerli fiili taksimin varlığından söz edilemez. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.