Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/4343 Esas 2017/5520 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4343
Karar No: 2017/5520
Karar Tarihi: 04.05.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/4343 Esas 2017/5520 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/4343 E.  ,  2017/5520 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-... ile davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar, davalının yıllardır avukatları olduğunu, 2008 yılında yapılan icra takip tarihinde de ortak murislerinin avukatı olduğunu, Kaan Dirgin isimli alacaklının borç ikrarını içeren belgeyi dayanak yaparak muris aleyhine icra takibi başlattığını, davalı bu icra dosyasında alacağı temlik alarak icra takiplerine kendi adına devam ettiğini, temlik alınması sırasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına günler kalmasının dikkat çekici olduğunu, icra takibinde yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığını belirterek ... 9. İcra müdürlüğünün 2011/3732 esas sayılı dosyasının iptaline, borçlu bulunmadıklarının tespitine, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davalının temyiz itirazlarına gelince;
    Davacı, eldeki dava ile 21.585 TL bedelli devremülk sözleşmesinin iptalini, ödediği bedelin ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, mahkemece davanın reddine, karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13.maddesine göre; “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” Buna göre davalı lehine dava değeri üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti olan 7.517,04 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine 1.500 TL vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.
    SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “1.500 TL” rakamlarının çıkartılarak yerine “7.517,04 TL” rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın davacı-..."a, 29,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.