Esas No: 2019/4899
Karar No: 2019/6635
Karar Tarihi: 06.11.2019
Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme - Silahlı terör örgütüne üye olma - Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme - Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/4899 Esas 2019/6635 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2019/4899 E. , 2019/6635 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Büyük Millet
Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükûmetini ortadan kaldırmaya
teşebbüs etme
Hüküm : 1)Sanıklar ..., ...,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamedeki gerekçesiz görüşü de yerinde görülmemekle, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkânının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
I-Katılanlar Maliye Hazinesi vekilleri ile Milli Savunma Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Anayasayı ihlal, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından doğrudan zarar görmeyen adı geçen kurumların davaya katılma ve hükmü temyize hak ve yetkileri bulunmadığından, temyiz istemlerinin CMK"nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., katılanlar Cumhurbaşkanlığı, ... Başkanlığının ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz talepleri yönünden;
Temyizin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairenin 22.03.2019 tarih, 2018/7103 Esas, 2019/1953 sayılı kararında açıklandığı üzere:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış... silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000"in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74"ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000"e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, ... ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4"ü asker, 63"ü polis ve 183"ü sivil olmak üzere toplam 250"den fazla kişi şehit edilmiş, 23"ü asker, 154"ü polis ve 2.558"i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK"nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK"nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
TCK"nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
Bölge Adliye ve İlk Derece Mahkemelerince sübutu kabul edilen somut olay ve bu çerçevede yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesine gelince:
Genel olarak Denizli 11. Tugay Komutanlığında gerçekleşen olaylar:
Denizli 11. Komando Tugay Komutanı sanık Tuğgeneral ..., genel darbe planı çerçevesinde darbenin merkezi olan Ankara’ya destek birliği olarak götürülmesi düşünülen yaklaşık beş yüz kişilik komando birliğinin, gece saat 02:00-03:00 sularında, Kayseri’den gelecek olan iki nakliye uçağı ile Çardak Askeri Havaalanından Ankara’ya intikalini teminen olaya meşruiyet ve mutad askeri hizmet/faaliyet görüntüsü vermek amacıyla 12 Temmuz 2016 tarihinde yıllık izninden dönmüş ve ilk olarak 14-17 Temmuz arasını kapsayan 4 günlük -sözde- eğitim faaliyetinin hazırlanması talimatını vermiştir.
Sanık ..., izinden döndüğü akşam sanık Kurmay Albay ... ve firari Kurmay Yarbay ... 12 Temmuz 2016 günü akşam saat 22:00 sularında 11. Komando Tugayı Kışla Gazinosunda yer alan camlı kamelyada telefonlarını toplatarak kamelyadan oldukça uzak bir yerde muhafaza etmek suretiyle bir toplantı yapmışlardır.
14.07.2016 günü saat 22:00 civarında sanık ..., firari ... ve sanık Kurmay Yüzbaşı ... bir toplantı daha gerçekleştirmişlerdir.
Sözde eğitim planına katılacak subayların belirlenmesinde, amaca ulaşılmasında “sorun çıkarabilecek!” subayların tercih edilmemesine özen gösterilmiştir (Tanık ... beyanı).
Söke’den gelen birlikler açısından sözde eğitim planına dahil olarak asker sevkiyatını idare edecek olan komutanlar, sanık ... tarafından belirlenmiştir (Tanık ...’nun beyanı).
Söke’den gelen birliklerin Denizli’deki Tugay Komutanlığına sevkiyatı için gerekli araç tahsisi talebinin ikmal ve bakım kısım amiri tarafından uygun görülmemesi üzerine sanık ... marifetiyle 13 Temmuz öğleden sonra 4 otobüs ve 1 midibüs kiralanmak suretiyle bu askerlerin Denizli’ye sevkiyatı sağlanmıştır.
15 Temmuz sabahı 07:00’dan itibaren gece boyunca motorlu intikal ve üs bölgesi eğitimi yapan birlikler, Çardak bölgesine gece 02:30’da yapılacak motorlu yürüyüş eğitimi nedeniyle istirahate başlamışlardır.
Saat 14:00’da Tugay Merkez Komutanı sanık Albay ... ile sanık ..., Çardak Hava Meydan Komutanlığında keşif icra etmişlerdir.
Saat 19:30’da Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı Ulaştırma Harekat Merkezi nöbetçi subayı, Çardak Hava Meydan Komutanlığı Uçuş Kulesini arayarak hava trafik astsubayı ile görüşmüş ve Çardak"a uçuş planlayabileceklerini, saat 24:00 ile 08:00 arasında havaalanın uçuşa hazır halde tutulmasını istemiş, gizli görev ile ilgili kendisinin de bilgisinin bulunmadığını söylemiştir.
Tugaya 22:30’da sözde sıkıyönetim direktifi gönderilmiş olup, direktifte sanık ...’ın Denizli ili sıkıyönetim komutanı olarak görevlendirildiği yer almıştır.
Darbe girişiminin öne alınmasını öğrenen sanık ... tarafından tugay nöbetçi amiri olan sanık ...’a, gece 02:00-04:00 arasında iki grup halinde yapılacak intikalin 23:00’de hemen başlatılması, birliklerin derhal hazırlanması emri verilmiştir. Bunun üzerine hazırlıklar tamamlanmış ve 23:00 itibariyle Çardak bölgesine doğru harekât başlamıştır.
Sanıklar ... ve ... dışındaki sanıklar Denizli’den Çardak Askeri Havaalanına intikal eden birliklere çeşitli kademelerde komuta etmek üzere harekâta katılmışlardır.
Motorlu İntikal devam ederken il valisi tarafından tugay komutanı sanık ... aranmış, ancak il valisinin emir ve talimatlarına uyulmamıştır.
... Komutanlığının hiçbir askeri hareketlilik olmayacağına dair 03:39’daki emrine ve ... Komutanı Orgeneral ...’in sanık ...’ı aramasına rağmen sözde eğitim faaliyeti adı altındaki askeri intikal planına kesintisiz bir şekilde devam olunmuştur.
Çardak Havaalanına giderken bir üsteğmen sıkıyönetim ilanından bahsetmiş, subaylar arasında WhatsApp grubu kurularak diğer rütbelilerle bu husus görüşülmüştür (Tanık ...’ın beyanı).
Sanık Yüzbaşı ...’ın ikrarına göre, Denizli grubundaki subaylara Ankara’ya yapılacak asker sevkiyatı bildirilmiş, subaylar sevkiyattan haberdar edilmiş, hava meydan komutanlığında firari ... ve sanık ..., subaylarla toplantı yapıp darbe teşebbüsü ile ilgili gidişatı tartışmışlardır.
Denizli"den Çardak Askeri Havaalanına komuta ettikleri komando birliği ile birlikte intikal eden sanıklar, mülki idare amirlerinin ve havaalanında görevli personelin aldıkları önlemler nedeniyle kendilerini almak üzere Kayseri"den gelen uçakların pistin aydınlatılmasının kapalı olması sebebiyle iniş yapamaması ve vatandaşların karşı koymaları nedeniyle başarılı olamayarak burada belli süre bekleyip teslim olmuşlardır.
Sanık ..., pistin ışıklandırılmasında başarısız olununca havanın aydınlanması ile uçakların ineceğini söyleyerek askerlerin sevkiyata hazırlanması için emir vermiştir (Tanık ...’nın beyanı).
Sanık üsteğmen ... sıkıyönetim ilanına ilişkin TRT bildirisini dinletmiş, sanık Yüzbaşı ... TSK internet sitesindeki darbe bildirisi ile ilgili olarak astlarıyla durum değerlendirmesi yapmıştır (Tanık ...’ın ve ...’ın beyanları).
Şu hale göre:
Derece mahkemelerince sübutu kabul edilen olayın, Devletin Anayasal düzenini cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek amacıyla, ... silahlı terör örgütü mensuplarınca, işgal ettikleri kamu görevinin verdiği yetkiye istinaden tasarruf etme imkânını haiz bulundukları devlete ait silah ve mühimmatı kullanarak gerçekleştirilen bir silahlı darbe teşebbüsü olduğunda ve bu kalkışmaya iştirak edenlerin eylemlerinin, 5237 sayılı TCK"nın 309, 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağında kuşku yoktur. Ancak aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibariyle eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun (TCK"nın 309. md.) tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan ve keza aralarında geçitli /müterakki suç ilişkisi nedeniyle aynı Kanunun 314. maddesinde yer alan silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılmaları imkânı bulunmadığından;
1-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan beraat hükümleriyle sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile ilgili olarak;
a-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik incelemede;
Suç tarihinde asteğmen olarak zorunlu askerlik hizmetlerini yapmakta olan, örgütsel irtibatları tespit edilemeyen, üstleri tarafından görevlendirilmeleri nedeniyle katıldıkları sözde eğitim programının gerçek amacını önceden bildikleri kanıtlanamayan sanıkların, birliğe katıldıkları süre, yaşları, mesleki bilgileri, olayın gerçekleştiği yer ve zaman itibariyle verilen emirlerin, TCK 24/1-4 ve 30/3. maddeleri kapsamında hizmete ilişkin olmadığını ve amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu bilebilecek durumda olmadıklarına yönelik kabul ve değerlendirmede isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılanlar vekilleri ile Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
b-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik incelemede;
... silahlı terör örgütünün yönetimi tarafından planlanan, olay günü ortaya koydukları davranışlar itibariyle darbe teşebbüsünden önceden haberdar oldukları anlaşılan, olaya meşruiyet sağlamak amacıyla sözde eğitim faaliyeti görüntüsü altında, genel darbe planı çerçevesinde darbenin merkezi olan Ankara’ya destek birliği olarak götürülmesi kararlaştırılan yaklaşık beş yüz kişilik komando birliğinin, kendilerine verilen görev ve iş bölümü doğrultusunda gece saat 02:00-03:00 sularında, Kayseri’den gelecek olan iki nakliye uçağı ile Çardak Askeri Havaalanından Ankara’ya intikalini teminen, hazırlanması, donatılması, tugaya bağlı Söke’den de getirilen komandolarla takviye edilmesi ile askeri havaalanında hazır olarak bekletilmesini sağlayıp örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştiren, görev paylaşımı bağlamında ve icra hareketleri kapsamında gerekli hazırlıkları yapan sanıkların suçun icrasında üstlendikleri rolleri, her birinin suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkıları da göz önünde bulundurulduğunda fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduklarının kabulü ile “müşterek fail” olarak TCK"nın 37. maddesi delaletiyle 309. maddesinden mahkumiyetlerine dair kabul ve uygulamada, özellikle sanıkların sübutu kabul edilen eylemlerinin, Anayasayı ihlal suçunu teşkil ettiğinde kuşku bulunmamasına, suçun icra hareketlerini müşterek fail olarak gerçekleştiren sanıkların, hükûmeti düşürüp yönetime el koymayı amaçlayan suç organizasyonu içinde yer aldıklarının anlaşılmasına nazaran eylemlerinin suç teşkil etmediği ve/veya suç teşkil ettiğini bilmediklerine dair savunmalarının reddedilmesinde ve TCK"nın 24/1-4 ve 30. maddelerinin tatbik şartlarının bulunmadığının kabulünde konumları, rütbeleri ve mesleki tecrübeleri itibariyle hukuki isabetsizlik görülmediğinden;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip tartışılarak, silahlı terör örgütü...’nin 15 Temmuz 2016 günü ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden, özellikle Tük Silahlı Kuvvetlerinde oluşturduğu "mahrem" yapılanmanın kullandığı kamu gücü, silah, vasıta ve mühimmattan istifade ederek planlayıp icra ettiği Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna, sübutu kabul olunan, iştirak iradesi kapsamında ve iş bölümü doğrultusunda bulunduğu mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve neticeye katkı sunan eylemlerinin, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde, Anayasayı ihlal suçunun sübutu kabul ve vasfı tayin edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmamakla, katılanlar ... ve Cumhurbaşkanlığı vekillerinin, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddine, ancak;
Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan Milli Savunma Bakanlığı ve Maliye Hazinesi lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi, kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve CMK"nın 303/1 maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün katılanlar lehine vekâlet ücretine hükmolunan bölümünden "Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Hazinesi" ibarelerinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümleriyle ilgili olarak;
Sanıklar ... ve ... dışında örgütsel bağları kesin olarak ortaya konamayan sanıkların, icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduklarının, suç işleme karar ve iradesine katıldıklarının da kanıtlanamamış olmasına, sorumluluk alanı olan Denizli"de suçun icrai hareketi olarak nitelendirilebilecek başka bir olayın vuku bulmamasına, suç işleme merkezi olan Ankara"ya takviye kuvvet olarak götürülmesi planlanan komando birliğine çeşitli kademelerde komuta etmek üzere harekâta katılıp birliği sevk ve idare ederek Denizli"den Çardak Askeri Havaalanına intikal ettiklerinin ancak kendilerini almak üzere Kayseri"den gelen uçakların pistin aydınlatılmasının kapalı olması sebebiyle iniş yapamaması, mülki idare amirlerinin, havaalanında görevli personelin ve vatandaşların aldıkları önlemler ve karşı koymaları nedeniyle başarılı olamayarak burada belli süre bekleyip teslim olduklarının kabul edilmesine göre, eylemlerinin elverişli nitelikteki icra hareketlerine katkı sunmakla birlikte, sundukları katkının tek başına vahamet arz etmediği gibi, fiilin işlenişi üzerinde müşterek hâkimiyet kurduklarından da bahsedilemeyeceğinden, emir ve eylemin suç teşkil ettiği açıkça belli olmasına rağmen, zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemlerinin, işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak (TCK madde 39/2-c) suretiyle Anayasayı ihlal suçuna yardım etmek kapsamında kaldığının kabulü ile eylemlerinin niteliği, konum ve etkinlik dereceleri de gözetilerek kusurlu hareketleri ile orantılı, hakkaniyete uygun bir ceza tertip edilmesi gerektiği gözetilmeden delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
3-Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüyle ilgili olarak;
... silahlı terör örgütünün yönetimi tarafından planlanan, olay günü ortaya koyduğu davranışlar itibariyle darbe teşebbüsünden önceden haberdar olduğu anlaşılan, kurmay yüzbaşı rütbesinde tugay hareket ve eğitim şube müdürü olarak görevli iken tugay komutanı sanık ..."ın talimatıyla sözde eğitim programını hazırlayarak, bu durumdan ... Komutanlığını haberdar etmeyerek, 14.07.2016 günü saat 22:00 civarında sanık ... ve firari ... ile birlikte toplantı yaparak, harekât merkezine olay günü öncesinde yapılan faaliyetleri ve intikalleri bildirmeyerek, intikal günü nöbetçi olmasına rağmen askeri teamül ve kurallara aykırı biçimde gerekli koordinasyonu sağlayıp sözde eğitim faaliyetinin 23:00’a alınmasını faaliyette görevli personele de bildirip bu faaliyete katılarak örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştiren, görev paylaşımı bağlamında icra hareketleri kapsamında gerekli hazırlıkları yapan sanığın suçun icrasında üstlendiği rol, suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkısı ile özellikle sanığın sübutu kabul edilen eyleminin, Anayasayı ihlal suçunu teşkil ettiğinde kuşku bulunmamasına, suçun icra hareketlerini müşterek fail olarak gerçekleştiren sanığın, hükumeti düşürüp yönetime el koymayı amaçlayan suç organizasyonu içinde yer aldığının anlaşılmasına nazaran konumu, rütbesi ve mesleki tecrübesi itibariyle TCK"nın 24/1-4 ve 30. maddelerinin tatbik şartlarının bulunmadığı da gözetilerek fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduğunun kabulü ile “müşterek fail” olarak TCK"nın 37. maddesi delaletiyle 309. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar Cumhurbaşkanlığı vekili, ... Başkanlığı vekili ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.