11. Ceza Dairesi 2016/9093 E. , 2018/6618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belge ibraz etmeme, sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında “defter ve belgeleri ibraz etmeme“ ile “2007-2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından açılan kamu davasında;
I-“Defter ve belge ibraz etmeme suçu yönünden“; defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun oluşabilmesi için,"..varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olan" defter ve belgelerin, saklama zorunluluğu olan 5 yıllık süre içerisinde usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen vergi incelemesi için yetkili memura ibraz edilmemesinin gerektiği, 30.01.2010 tarih ve VDENR-2010-2151/5 sayılı vergi suçu raporu ve ekindeki vergi tekniği raporunda mükellefin tarh dosyasında defter tasdiki ve belge basımına ilişkin bir tespit yer almadığının bildirilmesi karşısında; inceleme için istenen defter ve belgelerin varlığına dair noter tasdik bilgisi, belge basım formu bildirimi dışında başkaca tespitlerin bulunup bulunmadığı ilgili idareden sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
II-“Sahte fatura düzenleme“ suçu yönünden; sanığın savunmasında, 2007 yılında yurtdışına çıkması gerektiği ve viza problemi olduğu için ... isimli şahsın kendisine ait şirkette eczacısı adına görünen hisseleri kağıt üzerinde devredebileceğini söylediğini, bu şekilde şirket ortağı ve yetkilisi olduğunu, sahte fatura düzenlemediğini beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi; sanık müdafiinin 25.09.2013 havale tarihli dilekçesinde, şirketin asıl sahibi ve ortağının ... isimli şahıs olduğunun, faturaların bu kişi tarafından düzenlendiği bildirilerek 2008 takvim yılında ait 2 adet fatura ile şirketin 12.09.2007-31.03.2009 tarihlerine ait banka hesap ekstresi sureti sunularak, şirket adına bu şahıs tarafından ATM‘den para çekim işlemi yapıldığının bildirilmesi; ...‘ün tanık sıfatıyla alınan beyanında, şirket hisselerini 2006 yılında sanığa devrettikten sonra şirketle ilgisinin kalmadığını belirtmek suretiyle sanığın savunmasını doğrulamaması karşısında; suçun yasal unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;
Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması, sanığın yetkilisi olduğu şirket tarafından düzenlenen 2007 takvim yılına ait 1 adet onaysız fatura sureti ile sanık müdafii tarafından ibraz edilen 2008 takvim yılına ait 2 adet onaysız fatura sureti ve 15.10.2008 tarihli fatura aslı dışında herhangi bir faturanın dosya içerisinde mevcut bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın 2007 takvim yılında düzenlediği iddia olunan faturalardan, kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve faturaları kullanan şirketler ve mükellefler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılarak haklarında düzenlenen vergi inceleme raporlarının onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde ayrıntılı özetlerinin duruşma tutanağına geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, faturaları kullanan şirket yetkilileri ve mükelleflerin CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılmak suretiyle tanık olarak beyanlarına başvurularak suça konu faturaları kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa, temyiz dışı sanık ...‘a ve ...‘e aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
III-Kabule göre de;
1-Defter ve belge ibraz etmeme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 tarih ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c. madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan ve hükmolunan cezası ertelenen sanık hakkında, zarar giderilmediğinden bahisle yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinde;
a)5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, aynı takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura düzenlediği kabul edilen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
b)“2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan kurulan hükümde; hükmolunan erteli hapis cezasının uzun süreli olduğu gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
c)“2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan kurulan hükümde; 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca kısmen istem gibi BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 10.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.