4. Ceza Dairesi Esas No: 2016/10160 Karar No: 2020/8129 Karar Tarihi: 29.06.2020
Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/10160 Esas 2020/8129 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, bir kavga sırasında mağdurun karısına \"silahımı getir\" demişti. Yerel mahkeme, suçun unsurlarının oluşmadığı ve kötülük edileceğinin bildirilmediği gerekçesiyle sanığı beraat ettirdi. Ancak temyiz mahkemesi, tehdit suçunun objektif olarak korkutucu olması gerektiği ve mağdurun korkup korkmadığının araştırılmasına gerek olmadığı konusunda açıklamalar yaptı. Ayrıca, 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve eklenen fıkraya göre, tehdit suçu uzlaştırma kapsamında olduğu için sanığın hukuki durumunun tekrar değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Bu nedenle yerel mahkemenin kararı bozuldu ve dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine karar verildi. Kanun maddeleri, TCK'nın 106/1-1. cümlesi ve 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve ek fıkrası olarak belirtildi.
4. Ceza Dairesi 2016/10160 E. , 2020/8129 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Bu açıklamalar doğrultusunda, sanığın, mağdur ... ile kavga sırasında eşi ..."e söylediği "silahımı getir" şeklindeki sözlerin, mağdur ... üzerinde objektif olarak korkutucu nitelikte bulunması nedeniyle tehdit suçunun oluşacağı gözetilmeden, "suçun unsurlarını taşımadığı, mağdura yönelik herhangi bir kötülük edileceğinin bildirilmediği"" şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi, 2-Sanığın eyleminin TCK"nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçu olarak kabulü halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.