14. Hukuk Dairesi 2016/758 E. , 2018/7570 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.07.2012 gününde verilen dilekçe ile meni müdahale ve eski hale getirme talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 06.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteğine ilişkindir.
Davacı, kendisinin evde bulunmadığı bir zamanda taşınmazına davalı tarafından evinin atık sularını akıtmak için hendek açıp boru döşeyip üzerini örttüğünü, kendisinden herhangi bir izin almadığını, davalının elatmasının önlenmesini ve taşınmazının eski hale getirilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
TMK madde 683"deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
Bunun için yapılacak araştırmalarda mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların ... kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya ... fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
Somut olayda, davacı tarafından davalıya husumet yöneltilerek komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talep edilmiş ise de keşifte, davacının taşınmazındaki boru ve rögarın kim tarafından yapıldığı hususunda davacı tarafa ispat imkanı tanınmamış olmakla birlikte davalıya ait taşınmazın ... kaydı getirtilmek suretiyle taraf teşkilinin gerçekleşip gerçekleşmediği denetlenmemiştir.
Tüm bu nedenlerle;
1-) Öncelikle “... ili, ... ilçesi, .../... Mahallesi 124 ada 3 No"lu parsele ait ... kaydı getirtilerek taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının denetlenmesi,
2-) Tarafların gösterdikleri tüm deliller toplanarak söz konusu boru ve rögarın kim tarafından yapıldığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi,
3-) Davaya konu boru ve rögarın belediye tarafından yapılıp yapılmadığının tespiti, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.