Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11109
Karar No: 2018/7462

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11109 Esas 2018/7462 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/11109 E.  ,  2018/7462 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava konusu ... mahallesinde bulunan 718 numaralı parsel 15987,00 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı Hazine adına 1999 yılında tespit edilmiş ve kesinleşmiştir. Parselin tapu kaydında davacı ..."nın kullanımında olduğu beyanlar hanesinde belirtilmiştir.
    Davacı ... vekili, 24/06/2015 tarihli dilekçesinde dava konusu yerde daha önce kadastro çalışmasının yapıldığını ve dava konusu yerin tespit dışı bırakıldığını, ancak bu kadastro işleminden sonra dava konusu yerde 1999 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında mevcut kadastro tutanağının düzenlendiği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesine göre ikinci defa yapılan kadastro işleminin hükümsüz olduğunu belirterek iptalini talep etmiştir.
    Dava sırasında davacı ... bu parsele ilişkin haklarını diğer davacı ...’e temlik etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 718 sayılı parsele ilişkin 1998 tarihli kadastro işleminin ve düzenlenen kadastro tutanağının ikinci kadastro olması nedeni ile bütün sonuçlarıyla birlikte iptaline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava çekişmeli yerde 1998 yılında yapılan kadastro çalışmasına itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 30.10.1961 yılında kesinleşen tapulama çalışması ve 1998 yılında yapılan kadastro çalışması vardır.
    Çekişmeli yerde 1965 yılında yapılan orman tahdit işlemi ve 1990 yılında yapılan 2/B uygulaması vardır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de, verilen karar doğru değildir.
    Şöyle ki; dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 30.10.1961 yılında kesinleşen tapulama çalışması ve 1998 yılında 3402 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan kadastro çalışmasının olduğu anlaşılmaktadır.
    09.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ilk şekli şöyledir; "Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci bir defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanununun 934"üncü maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re"sen iptal edilir. Tapulama veya kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan tapuda kayıtlı taşınmaz mallar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin bu Kanun hükümleri gereğince kadastrosu yapılır. Daha önce sadece
    kadastro tahriri yapılan veya 23/06/1983 tarih ve 2859 sayılı Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı Kanun ve değişiklikleri hükümlerine tabi yerlerde bu madde hükmü uygulanmaz.Tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıt belgeler tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılır." Kadastro Kanununun bu maddesinin birinci fıkrasında ikinci defa yapılan kadastro yasağı ve izleyen fıkralarında ise ikinci kadastronun ayrık halleri düzenlenmiştir. Kadastro Kanununun 22. maddesi 22.02.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5403 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değiştirilerek halen yürürlükte olan madde metni halini almıştır.
    Yeni madde metni şöyledir;’’Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re"sen iptal edilir.
       Ancak;  a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde,
       b) Daha önce sadece tapu tahriri yapılan veya 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tâbi yerlerde,
       Birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
      İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.
    Tapulama ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır.
    Tapuya tescil edilmiş ormanlardan, haritaları teknik mevzuata uygun olanlar aynen, diğerleri ise teknik mevzuata uygun hale getirildikten sonra tapu kütüğüne aktarılır.’’ şeklindedir. Anılan hükme göre tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu ve tapulama çalışması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı hüküm altına alınmış, ikinci cümlesinde de yapılmışsa ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı vurgulanmıştır. Ancak ikinci kadastro yasağı kuralı mutlak değildir. Bu kuralın ayrık halleri de 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci, dördüncü fıkralarında düzenlenmiştir. Yukarıdaki kanun maddesinden açıkça anlaşılacağı üzere ikinci kadastro yasağının ayrık hallerinden birisi de kamu kurum ve kuruluşlarına ait olup tespit dışı bırakılan yerler hakkında yapılan kadastro işlemidir.3402 sayılı kanunun 22/2 maddesinde daha önce tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazların kadastrolarının yapılabileceği belirtilmiştir.
    Kadastro Kanununun 22. maddesinde açık şekilde belirtildiği üzere somut olayda ikinci kadastro yasağının ayrık bir hali bulunmaktadır. Ayrıca 15.01.2009 tarihinde 5831 sayılı kanunun 9. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna geçici 8. madde eklenmiştir.Dava tarihinden önce yürürlüğe girmiş olan 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi "Bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılan tapulama veya kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan tapuda kayıtlı taşınmazlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerde ve çalışma alanı içinde orman olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan alanlarda, daha sonra kesinleşen orman kadastrosu sonucunda orman sınırı dışında kalan tapulu ve tapusuz taşınmazların 3402 sayılı Kanun hükümleri gereğince kadastrosu yapılır" şeklindedir. Bu madde ile kanun koyucu Kadastro Kanununun 22. maddesine paralel bir düzenleme yaparak daha önce tapulama veya kadastro çalışması sırasında tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan taşınmazların 3402 sayılı Kanuna göre kadastrosunun yapılacağını düzenlemiştir.
    Dava konusu somut olaya 3402 sayılı Kanunun 22 ve geçici 8. maddesi çerçevesinde bakıldığında davalı Hazinenin kamu kurumu olduğu tartışmasızdır. Bu sebeple yukarıda değinilen her iki maddenin de açık hükmü gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1998 yılında 3402 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro çalışması ikinci kadastro niteliğinde değildir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/11/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi