Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/1157 Esas 2017/7627 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1157
Karar No: 2017/7627
Karar Tarihi: 27.11.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/1157 Esas 2017/7627 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/1157 E.  ,  2017/7627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/09/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/09/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, hakaret ve tehdit eylemlerinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının okula gelerek müdür odasında kendisine karşı hakaret ve tehditte bulunduğunu, ceza yargılaması sonunda mahkumiyetine karar verildiğini belirterek, olay nedeniyle oluşan manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.Davalı, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, olay günü kızgınlıkla söylediği sözlerin günlük hayatın içinden her an karşılaşılabilen sözler olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının kamu görevlisine karşı hakaret ve basit tehdit suçunu işlediğinin ceza yargılaması sonucunda aldığı mahkumiyet hükümleri ile dinlenen tanık beyanlarına göre sabit görülmesi nedeni ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Davaya konu olan olayda; olayın oluş şekli, olay tarihi ve tarafların durumu dikkate alındığında hükmedilen tazminat miktarı azdır. Davacı yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.