11. Hukuk Dairesi 2017/186 E. , 2018/6207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.10.2016 tarih ve 2015/324-2016/451 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davasında, müvekkillerinin murisinin davalı şirkete ait ... adlı vapur ile ... gitmek üzere ..."den vapura bindiğini, vapurun iskeleye tam yanaşmadan güvenlik zincirlerini açtığını ve tedbirleri alınmamış güvensiz inişleri sırasında arkadan gelenlerinde itmesiyle vapurdan inerken dengesini kaybettiğini, vapur ile iskele arasına düşerek sıkışan murisin, kafatasının ezilmesi sonucu hayatını kaybettiğini, taşıma mukavelesinden kaynaklanan gemi kazası nedeniyle davalının maddi ve manevi zararlardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek asıl davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkillerinden eş ve çocukların her biri için ayrı ayrı 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi, ölenin kardeşi ... için 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davasında da ölen ... desteğinden yoksun kalan eşi ve çocukları için 60.000 TL maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili esas davada 22.08.2016 tarihinde maddi tazminat taleplerini ıslah ederek yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu olayın 13/03/2003 tarihinde meydana geldiğini, olayın haksız fiilden doğan tazminat davası olarak kabul edilmesi halinde 1 yıl, yolcu taşıma sözleşmesine ilişin tazminat davası olarak kabul edilmesi halinde ise 5 yıl hak düşürücü süreler dolduğunu savunarak esas ve birleşen davanın zamanaşımı yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca, dava konusu gemi ile iskele arasındaki mesafenin azalmasına müteakip sürme iskele sürülmeden yolcuların atlayarak iskeleye çıkması, güvenlik zincirlerinin açılması ve müteveffanın ayağının takılarak denize düşmesi ve iskele ile gemi arasısnda sıkışarak vefat etmesi olayında ... Otobüsleri San. ve Tic. A.Ş. (... A.Ş.)"nin meydana gelen deniz kazasında %75 oranında, davacıların murisinin ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacıların deniz kazası sonrasında yaşadıkları şok ve travma nedeni ile manevi zarara uğradığının sabit olduğu, talep zamanaşımının 10 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan aktüerya hesabının hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle Asıl davanın kısmen kabulüne, davacı eş ... için 622,43 TL maddi tazminat, 15.000,00 TL manevi tazminat, çocuklar ... için 1.000,00 TL maddi tazminat, 20,000,00 TL manevi tazminat, ... için 1.000,00 TL maddi tazminat, 20,000,00 TL manevi tazminat, ... için 1.000,00 TL maddi tazminat, 20,000,00 TL manevi tazminat, kardeş ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/03/2003 tarihinden itibaren maddi tazminat taleplerine avans faizi, manevi tazminat taleplerine ise yasal faiz uygulanarak davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, esas davada ıslah ile arttırılan miktarın zaman aşımı nedeniyle reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, davacı çocuk Ümit için 1.214,11 TL maddi tazminat, ... için 8.319,30 TL maddi tazminat, ... için 13.888,09 TL maddi tazminat alacağının olay tarihi olan 13/03/2003 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp ayrı ayrı davacılara verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, esas ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı asıl ve birleşen davada davalıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.