14. Hukuk Dairesi 2016/3005 E. , 2018/7558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2015 gününde verilen dilekçe ile İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayalı olarak ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayalı olarak ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların murisinden kalan ve elbirliği ile malik oldukları taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar davaya katılmamış ve davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı borçlu temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Dosya içerisinde bulunan dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğine dair tebligat parçası incelendiğinde, davalı borçluya Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle öncelikle anılan madde uyarınca geçerli tebligatın ne şekilde olacağının irdelenmesi gerekmektedir.
7201 Tebligat Kanunu"nda 6099 sayılı Kanun ile yapılan ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." (m. 10)
Tebligat Kanununun değişik 21/2. maddesi gereğince; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."
Somut olaya gelince;
Dava dilekçesi ve duruşma gününü havi tebligatın temyiz talebinde bulunan davalının Mernise kayıtlı adresine tebliğe çıkarıldığı ve Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, tebligat evrakına davalı muhtabın adreste bulunmama sebebi belirtilmeksizin "tebliğ imkansızlığı" açıklamasının yazıldığı ve muhatabın bağlı bulunduğu mahalle muhtarlığına teslim edildiği, mahkemece dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı muhataba tebliğ edildiği kabul edilerek yargılamaya devam olunduğu, bu durumda tebligat işleminin kanun ve tüzük hükümlerine uygun şekilde yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
Davalı ..."ya dava dilekçesi ve duruşma gününün usulüne uygun tebligat yapılmadan ve savunması alınmadan işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 08.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.