1. Hukuk Dairesi 2015/10433 E. , 2018/9548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan babası ...’ün 103, 296, 1088, 1606, 1620, 1519 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, davalının alım gücü bulunmayıp satış bedeli de ödemediğini, mirasbırakanın taşınmazlarını satmasını gerektirir bir ihtiyaç içinde olmayıp bir kısım taşınmazlarını da dava dışı oğluna ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin gerçek bir satış olduğunu, taşınmazları alım gücünün bulunduğunu ve satış bedellerini ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, 15.06.2015 tarihli tavzih kararı ile dava konusu 1519 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükmün 4. bendinde düzeltme yapılmıştır.
Karar ve tavzih kararı davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla,Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ün 03.01.2004, eşi ...’ın da 2010 yılında ölümü ile çocukları davacı ..., davalı ... ve dava dışı ...’nin mirasçı kaldıkları, mirasbırakanın 1/2 pay oranıyla maliki olduğu çekişme konusu 1088 parsel sayılı 300 m² miktarlı kerpiç ev ve dam vasıflı taşınmazdaki payının tamamını 24.11.1986 tarihinde satış suretiyle davalı oğlu ...’e temlik ettiği, davalı ...’in bu taşınmazda maliki olduğu ½ payını da aynı resmi senetle dava dışı amcası ...’den edindiği, çekişme konusu 103 parsel sayılı 5.050 m² tarla vasıflı taşınmazda mirasbırakanın 305/2010 payını intifa hakkını üzerinde bırakarak 08.10.2001 tarihinde satış suretiyle, aynı taşınmazda 350/1005 payını da 25.12.2001 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiği, bu taşınmazda mirasbırakan tarafından toplam 2005/2010 payın davalıya devredildiğini, çekişme konusu 296 parsel sayılı, 5.000 m² miktarlı bağ vasıflı taşınmazda mirasbırakanın, 29/88 payını, yine intifa hakkını üzerinde bırakarak 08.10.2001 tarihinde, 15/88 payını da 25.12.2001 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna aktardığı, davalıya mirasbırakan tarafından bu taşınmazda toplam 44/88 payın temlik edildiği, çekişme konusu 1519 parsel sayılı 5.470 m² miktarlı tarla vasıflı taşınmazın tamamı, 1606 parsel sayılı 1.150 m² miktarlı tarla vasıflı taşınmazın tamamı, 1620 parsel sayılı 1.300 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken bu taşınmazlarını da 08.10.2001 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla davalı oğluna temlikler yaptığı saptanarak davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Her ne kadar davalı temyiz dilekçesinde, denkleştirme savunmasında bulunmuş ise de yargılama sırasında ileri sürülmeyen bir hususun temyiz aşamasında ileri sürülmesine itibar edilemeyeceği de kuşkusuzdur. Bu nedenle davalının işin esasına yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddine.
Ne var ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 297. maddesi uyarınca hükümlerin infaza elverişli kurulması zorunludur.
Somut olayda, hüküm, infaza elverişli biçimde kurulmamış olup, temlike ve iptale konu pay oranları belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken m2 (taşınmazın miktarı) üzerinden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi buna bağlantılı olarak tavzih kararı verilmesi de isabetsizdir.
Ancak değinilen husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından 15.06.2015 tarihli tavzih kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, hükmün 2. bendinde yer alan “Dava konusu 296 parsel yönünden satışa konu hissesine düşen 1647,73 m²"nin davacının miras hissesi olan 1/3 oranındaki davalı tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline”ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “Dava konusu 296 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan tarafından davalıya temlik edilen 44/88 payın davacının 1/3 miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılmasına, hükmün 3. bendinde yer alan “ Dava konusu 1088 nolu parselin tarafların mirasbırakanın satışa konu hissesi olan 150 m²"sinin 1/3 oranındaki davalı tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “Dava konusu 1088 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan tarafından davalıya temlik edilen ½ payın davacının 1/3 miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, hükmün 4. bendinde yer alan “Dava konusu 1519 nolu parselin tarafların mirasbırakanın satışa konu hisse miktarı olan 759,50 m²"nin davacının miras hissesi olan 1/3 oranındaki tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “ Dava konusu 1519 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının davacının 1/3 miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, hükmün 5. bendinde yer alan “Dava konusu 103 nolu parselin tarafların mirasbırakanın satışa konu hisse miktarı olan 766,29 m²"nin davacının miras hissesi olan 1/3 oranındaki davalı tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “Dava konusu 103 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan tarafından davalıya temlik edilen 1005/2010 payın davacının 1/3 miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, davalının/davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.