21. Hukuk Dairesi 2016/18346 E. , 2017/1545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emri ve takiplerinin iptaliyle borçlu olmadığnın tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacıya tebliğ edilen 17/09/2014 tarih ve 46090469 sayılı ödeme emri ile söz konusu ödeme emrinin dayanağı olan takiplerin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu takipler nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine ve dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; dava konusu ödeme emrinin ...Ltd. Şti."nin 2011/8-2012/8. aylar arası prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borçları ile 2001/8,10,12, 2012/9. aylar idari para cezasından dolayı düzenlendiği, ödeme emrinin 29/09/2014 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davanın süresinde açıldığı, ...Ltd. Şti."nin ortaklarının ... ve ... A.Ş. olduğu, davacının ... A.Ş."nin yönetim kurulu üyesi olduğu, aynı zamanda ...Ltd. Şti."nin müdürü olduğu ve müdür olarak B grubu imza yetkilisi olduğu, şirketin her türlü iş ve işlemlerinde en geniş şekilde herhangi bir A grubu imza yetkilisi ile herhangi bir B grubu imza yetkilisinin atacakları müşterek imzaları ile temsil ve ilzam edileceğinin karar altına alındığı, ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/953 Esas Sayılı dosyası ile 29/11/2011 tarihinde ...Ltd. Şti."nin iflasının ertelenmesi için dava açıldığı, mahkemenin 19/12/2011 tarihli ara kararı ile iflasın ertelenmesi talebi hakkında bir karar verilinceye kadar İİK"nın 179/b maddesi gereğince adı geçen şirkete karşı hiçbir takip yapılmamasına ve evvelce yapılmış takiplerin durdurulmasına karar verildiği, mahkemenin 04/10/2012 tarihli kararı ile iflasın ertelenmesi taleplerinin reddine, şirketin iflasına ve daha önce konulan tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın 23. Hukuk Dairesinin 16/09/2013 tarihli kararı ile onandığı, Dairenin Kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanun"un 88/1. maddesinde, “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder.” hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi "takip eden ayın sonuna kadar olarak belirlemiştir. Tebliğ"de “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir. Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, 5510 sayılı Yasanın 102. maddesinde, “İdari para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörttebirlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir. Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.”düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/953 Esas sayılı dosyasında 19/12/2011 tarihli ara karar ile iflasın ertelenmesi talebi hakkında bir karar verilinceye kadar İİK"nın 179/b maddesi gereğince ...Ltd. Şti."ye karşı hiçbir takip yapılmamasına ve evvelce yapılmış takiplerin durdurulmasına karar verildiği, söz konusu tedbir kararı gereğince 19/12/2011 tarihinden sonra şirket müdürü olan davacının prim borçları ile idari para cezası borçlarını ödeme imkanının kalmadığı anlaşıldığından 2011/8-9-10. aylarına ilişkin prim borçlarından sorumluluğu bulunmaktadır. 2011/11. ay prim borçlarının en geç 12. ayın sonuna kadar ödenmesi gerektiğinden ve 19/12/2011 tarihi itibariyle ödeme imkanı ortadan kalktığından 2011/11. ay ve sonrası prim borçları bakımından artık davacının sorumluluğu bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacıya tebliğ edilen ödeme emri ile ...Ltd. Şti."nin 2001/8,10,12, 2012/9. aylar idari para cezası borçlarının da ödenmesi istenildiğinden ve adı geçen şirketin tescil tarihinin 04/11/2003 olduğu anlaşıldığından takibe konu idari para cezalarının hangi aylara ilişkin olduğu Kurumdan sorularak öncelikle tespit edilmelidir. Buna göre de, 5510 sayılı Yasanın 102. maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda idari para cezalarının ne zaman ödenmesi gerektiği belirlenip ödeme imkanının ortadan kalktığı 19/12/2011 tarihi itibariyle davacının bu borçlardan sorumlu olup olmadığının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.