22. Hukuk Dairesi 2017/40313 E. , 2018/1108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, asıl davada müvekkili işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, kötüniyet tazminatı, eşit işlem borcuna aykırılık tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının; birleşen davada ise kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 03/11/2015 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, asıl davadaki kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti talepleri davadan tefrik edildikten sonra asıl davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği iddiası karşısında, işverenin işçiden savunma alması zorunluluğu bulunmamakta olup, mahkemece karar gerekçesinde işçiden savunma alınmamış olmasının da feshi haksız hale getirdiğine yönelik fazladan gerekçeye yer verilmesi hatalı ise de; davacının müşterilere yapılan satışlarda yazar kasa fişi kesilmeden satış yapması için kasiyer ...’e talimat verdiği ve böylece kasada fazla çıkan paraları zimmetine geçirdiği şeklinde açıklanan fesih sebebi bakımından, tanık ...’in atfı cürüm mahiyetindeki beyanlarına itibar edilemeyeceği ve feshe dayanak gösterilen atılı eylemin somut delillerle kanıtlanmadığı gözetilerek, birleşen davada kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması sonuç itibariyle yerinde görülmüştür.
Diğer taraftan, fazla çalışma ücreti alacağı bakımından, puantaj niteliğinde kayıtların bulunduğu 01/08/2008-24/08/2012 tarihleri arası için, yıllık ikiyüzyetmiş saatlik fazla çalışmanın aylık ücrete dahil olduğuna ilişkin iş sözleşmesi hükmünün de nazara alınarak, fazla çalışma ücreti alacağının 105,63 TL tutarında hesaplanması yerinde ise de; puantaj niteliğinde kayıt sunulmayan 04/06/2008-01/08/2008 tarihleri arasındaki kısa sürenin gözden kaçırılması hatalı olmuştur. Hal böyle olmakla birlikte, söz konusu 04/06/2008-01/08/2008 tarihleri arasındaki kısa süre için, tanık beyanları nazara alındığında, bu sürenin dahil olduğu yıl bakımından toplamda ikiyüzyetmiş saati aşan bir fazla çalışmanın varlığının kanıtlanamamasına göre, söz konusu hatanın hüküm sonucuna etki etmediği anlaşılmakta olup, fazla çalışma ücreti alacağının yazılı tutarda hüküm altına alınması sonucu itibariyle doğru görülmüştür.
Ayrıca, karar gerekçesinde dosya kapsamı itibariyle sabit olmamasına rağmen, davacının mobbinge uğradığına ilişkin bir kısım fazladan gerekçeye de yer verildiği anlaşılmakta ise de, mevcut durumda, mobbing tartışmasının hüküm sonucuna etki etmediği sabittir. Bu halde, mobbinge yönelik bir tartışmaya yer verilmesi lüzumu bulunmamaktadır. Karar gerekçesi bu yönden hatalı olmakla birlikte, hüküm sonucuna etki etmediği gözetilerek, bahsi geçen hata bozma sebebi yapılmamıştır.
Kötüniyet tazminatı ve eşit işlem borcuna aykırılık tazminatı talepleri yönünden ise, uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan işlem ve değerlendirme neticesinde anılan taleplerin usulden reddine karar verilmesi; bozma ilamı kapsamı dışında kalan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ise, bir önceki hükümde olduğu gibi esastan red hüküm sonucu tesis edilmesi dosya kapsamına ve usuli kazanılmış hak ilkesine uygundur.
Açıklanan sebeplerle, her iki tarafın temyiz itirazlarının reddiyle, sonucu itibariyle doğru olan kararın ilave değişik gerekçe ile onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı ilave değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerlerden davalıya yükletilmesine, 23/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.