3. Hukuk Dairesi 2016/17527 E. , 2018/4497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile evlendiğinde düğünde 22 ayar değerinde, 2,5 metre dolu zincir, 8 adet tanesi 25 gramdan toplam 200 gram altın bilezik, 2 adet yüzük takıldığını, bu altınların davalıda kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere cinsi ve kıymeti belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedeli olan 28.275TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının evden ayrılırken bütün altınlarını ve diğer eşyalarını alıp gittiğini, kendisinde hiçbir şeyinin kalmadığını, zaten bilindiği gibi takıların örf ve adet gereği bayanda kaldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 15.770,00 TL"lik ziynet eşyası bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda uyuşmazlık, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer almakta olan 226.maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir .
Dava, Asliye Hukuk mahkemesince incelenerek karara bağlanmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.