12. Ceza Dairesi 2019/4416 E. , 2020/6135 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek geriği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 23/a maddesinde, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının örnekleme yoluyla sayıldığı, sayılanlar içerisinde, “halkın sosyal hayatını yansıtan insan yapısı araç ve gereçler dahil, bilim, din ve mihaniki sanatlarla ilgili etnoğrafik nitelikteki kültür varlıkları” nın da yer aldığı, 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesi kapsamında korunması gerekli değer taşıyan tüm kültür ve tabiat varlıkları gibi etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının da tasnif ve tescile tabi olduğu, tasnif ve tescile tabi olmayan varlıkların zaten 2863 sayılı Kanunun konusu dışında kaldığı ve bunlar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunulabileceği, anılan Kanun kapsamına giren kültür ve tabiat varlıklarının bulundurulmasının, alınıp satılmasının ise serbest olmayıp, kanun ve yönetmeliklerde düzenlenen birtakım koşulların gerçekleşmesine bağlı bulunduğu;
Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmeliğin 10/1. maddesine göre, 2863 sayılı Kanunun 25/1. maddesi uyarınca tasnif ve tescile tabi tutulan korunması gerekli etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarından, “müzelere alınması gerekli görülmeyenler” ile “bu nitelikte olup da sahiplerince müzelere satılmak istenmeyen” taşınır kültür varlıklarının, “Tescile Tabi Taşınır Kültür ve Tabiat Varlığı Belgesi” düzenlenerek iade edileceği, belirtilen şekilde sahiplerine iade olunan etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının hukuka uygun olarak bulundurulmasının mümkün olduğu, dolayısıyla, 2863 sayılı Kanunun 24/2. maddesinde yer alan, “etnoğrafik mahiyetteki kültür varlıklarının yurt içinde alımı, satımı ve devri serbesttir” cümlesinin tek başına değil, kanunun bütünü ve kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliklerdeki düzenlemeler birlikte değerlendirilmek suretiyle yorumlanması gerektiği;
Bu çerçevede somut olay ele alındığında; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, sanıktan ele geçirilen yüzüğün, etnoğrafik nitelikte kültür varlığı olmakla birlikte 2863 sayılı Kanun kapsamında olmadığının, bronz delgi parçasının ve pişmiş toprak lüle parçasının ise anılan Kanun kapsamında kalmakla birlikte tasnif ve tescile tabi olmadıklarının belirtilmesi suretiyle raporların kendi içinde çelişkili oldukları anlaşılmakla,
Dava konusu eserler (1 adet yüzük, 1 adet bronz delgi parçası ve 1adet pişmiş toprak lüle parçası) üzerinde, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadıkları tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeyerek, bilirkişilerin çelişki içeren raporlarının hükme esas alınması suretiyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.