3. Hukuk Dairesi 2016/17648 E. , 2018/4482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, eş ve babaları olan müteveffa ..." ün, ilgili adresteki kendisine ait işyerinin çatısını onarmak üzere çatıya çıkması sonucu davalı kuruma ait yüksek gerilim hattının elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiğini, yüksek gerilim hatlarının standartlara uygun olmayan bir mesafede bina üzerinden geçtiğini, davalı kurumun yaptığı işin tehlike yaratması ve büyük zararlar doğurabilecek nitelikte olmasına rağmen buna ilişkin gerekli uyarı levhaları asmaması vb. alınması gereken kanuni diğer tedbirleri almamasının olayın meydana gelmesine neden olduğunu,davalı kurumun bu olayda gerekli tedbirleri almadığı ve yeterince özen göstermediği için kusurlu olduğunu,olay nedeniyle maddi yönden müteveffanın sağladığı yaşam standardından yoksun kaldıklarını,manevi olarak da uzun zaman büyük acı ve elem yaşadıklarını ileri sürerek,eş için 10.000,00 TL ve çocukların her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminat ve mütevefanın desteğinden yoksun kalan eş ve çocuklar için toplam 15.000,00 TL maddi tazminatın olay gününden başlayacak faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, talebin zaman aşımına uğradığını, esas yönünden ise,kurumlarının meydana gelen kazada herhangi bir kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalıya ait yüksek gerilim hattının mahkeme kararıyla tescil edildiği, savcılık dosyasındaki olay yeri inceleme krokisi , eldeki dosyadaki telin yüksekliğine ilişkin rapor ve duruşmada dinlenen bilirkişi beyanı birlikte değerlendirildiğinde ,tellerin tehlike yaratmayacak yükseklikte olduğu, ancak binanın olması gerekenden yüksek yapıldığı,bu haliyle davalının tellerin bakım sorumluluğunu yerine getirmediğine ilişkin delil de ibraz edilmediği gibi kazanın oluşumunda davalının kusuru olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; davacıların murisinin elektrik akımına kapılarak vefat etmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ..., bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.
Bu sorumluluk türü tehlike sorumluluğu olarak da isimlendirilmekte olup, sorumluluk türlerinin en ağırını oluşturur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise;davacıların murisinin davalı şirkete ait enerji nakil hattından kaynaklı olarak elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiği sabit olmakla,davalı şirketin faaliyeti ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet bağının bulunduğu, davalı şirketin TBK.nın 69. maddesi uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kuşkusuzdur.
Bu nedenle, mahkemece yukarıdaki açıklamalar ve madde hükümleri gözetilmeden, hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen açıklamalar gözetilmek suretiyle,davalı elektrik şirketine ait enerji nakil hattından kaynaklı olarak davacıların murisinin vefat ettiğinin gözetilmesi, bu kapsamda davalı elektrik şirketinin meydana gelen olaydaki kusur oranının belirlenmesi noktasında önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli kusur raporunun alınması, kusur oranı belirlendikten sonra dosyanın önceki aktüerya bilirkişisi dışında ayrı bir aktüerya bilirkişisine tevdi edilmesi suretiyle davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin belirlenmesi noktasında rapor alınması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.