12. Hukuk Dairesi 2017/7209 E. , 2018/7554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair şikayetleri ile birlikte takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı nedeniyle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın, alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.12.2016 tarih ve 2016/5932 E. - 2016/26155 K. sayılı ilamı ile; "...dayanak belge çek niteliğinde olmayıp, adi senet hükmünde bulunduğundan bu belge, 6098 Sayılı TBK"nun 146. maddesinde (mülga 818 sayılı BK"nun 125. maddesi) düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbi olup, söz konusu adi senetteki alacak ile ilgili olarak on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere takibe dayanak 15.05.2003 keşide tarihli belge yönünden on yıllık zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilerek borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü sair iddialarının incelenip değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir" gerekçesi ile mahkeme kararın bozulduğu, mahkemece, 12.05.2017 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle borçlunun sair şikayetleri ile birlikte takibin yenilenmesi sonrasında gönderilen borç muhtırasında, ana paraya fahiş faiz işletildiğini, %68 faiz oranının fahiş olduğunu, yıllara göre değişen oranlarda faiz hesaplaması yapılması gerekirken fahiş oranda sabit faiz hesaplanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesi talebinin, mahkemece takipte istenilen faizin %68 olduğu, ödeme emrine süresinde itiraz edilmediği ve kesinleşen takipteki faiz oranına göre borç hesabı yapıldığından bahisle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 168. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir.
Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekecektir.
Somut olayda borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre yasal süre içerisinde işlemiş faiz miktarına ya da işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı, takip talebinde istenen % 68 faiz oranı cinsinin ticari faiz olduğunun ödeme emrinde belirtildiği ve %68 ticari faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği anlaşılmaktadır.
O halde, alacaklı tarafından takip talebinde istenen faiz oranının ticari faiz olarak belirtildiği nazara alınmak suretiyle, faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması için konusunda uzman bilirkişi marifeti ile hesaplama yaptırılarak denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor tanzimi ile şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, ödeme emrine süresinde itiraz edilmediği ve kesinleşen takipteki faiz oranına göre borç hesabı yapıldığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.