7. Ceza Dairesi 2016/11201 E. , 2020/3504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5015 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında hükümlülük, aracın müsaderesine yer olmadığına
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Gümrük İdaresi temsilcisinin temyizine göre yapılan incelemede;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen, davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmayan Gümrük İdaresi"nin vaki temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II) 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. maddesi gereğince vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği gözetilmeden, gıyabi kararın vekil yerine asile tebliğ edilmesi nedeniyle; sanık ..."a 01.08.2014 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla adı geçen sanık müdafii Av. ..."ın öğrenme üzerine 14.08.2014 tarihinde yapmış olduğu temyiz talebi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
1. 5237 sayılı TCK"nun 61. maddesi uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği
zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurları dikkate alınması gerekmekte olup, dosya kapsamına göre sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmeyen fiilinin, eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak şekilde teşdidi gerektirmediği halde, hüküm kısmında “asgari had aşılmayarak” şeklinde belirtilmesine rağmen, adli para cezası belirlenirken alt sınırından uzaklaşılarak sanık hakkında fazla ceza tayini,
2. Hükümden sonra 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca,
1. Hükmün sanık ... hakkındaki bölümünden "6 gün", "5 gün" ve "100,00 TL" ibarelerinin çıkartılarak yerlerine gelmek üzere sırasıyla "5 gün", "4 gün" ve "80,00 TL" ibarelerinin eklenmesine,
2. Hükümden TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması, yerine "24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK"nun 53/1-2-3. madde ve fıkralarının tatbikine," ifadesinin eklenmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III) EPDK vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede ise;
UYAP"tan alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğinden sanık ..."ın hükümden sonra 24.11.2015 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nun 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi hususunun mahallince değerlendirilmesinin gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş, EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.