3. Hukuk Dairesi 2016/5386 E. , 2018/4466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; akdedilen abonelik sözleşmesi gereğince ...numaralı sayacın davalıya tahsis edildiğini, 2009 yılının 12. ayı , 2010 yılının tamamı ve 2011 yılının 1. ve 2. aylarına ilişkin su tüketim borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın % 40 "tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; 31/07/2008 tarihinde kat malikleri tarafından kurul kararı ile site yönetimine geçildiğini, davalı ile site yönetimi arasında abonelik sözleşmesi akdedildiğini akabinde 15/09/2008 tarihinde bireysel aboneliğe geçildiğini ancak arsa sahibi olan bir kısım kat maliklerinin kendi dairelerine su saati taktırmadıklarını ve ortak suyu kullanmaya devam ettiklerini, bu hususta davacıya şikayette bulunduklarını, borç tahakkuku yapılan takibe konu dönemlerin bireysel aboneliğe geçilmesinden sonraki dönemlere ilişkin olması nedeniyle site yönetiminin borçtan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; sayacı bulunduğu halde abonesiz kullanımın haksız fiil olup, sorumluluğun fiili gerçekleştirene ait olduğu, davalı site yönetiminin 15/09/2008 tarihinde aldığı karar ile ortak olan su aboneliğinden bireysel aboneliğe geçtiği, dava konusu edilen dönem borçlarının ise bu tarihten sonraya ait olduğu, arsa sahibi olan kişilerin bireysel aboneliğe geçmedikleri ve bireysel aboneliğinin bulunmadığı dönemde ana su sayacını kullandıkları davacının belirtilen kat maliklerine karşı icra takibi yaparak bu alacağını talep etmesi gerektiği, site yönetimine karşı icra takibi yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, davalının tazminat istemi yönünden ise; davacının icra takibi yapmasında kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediğinden istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; abonelik sözleşmesine dayalı, su borcunun tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, aboneliği iptal ettirmedikçe fiili kullanıcının kullandığı su bedelinden abonenin de sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davalı site yönetiminin 15/09/2008 tarihinde alınan karar sonrasında tali sayaç uygulamasına geçtiği ve site sakinlerinin bireysel abonelik sözleşmesi yaparak kendilerine ait müstakil sayaç taktırdıkları ancak, site sakinlerinin bir kısmının bireysel abonelik sözleşmesi tesis ettirmeksizin davalı site yönetiminin abone olduğu sayaçtan su kullanmaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, 24/09/2003 gün ve 2013/13-492/505 Esas, Karar sayılı ilam ile; “davacı su abonesinin hizmet alma ihtiyacının tahliye yüzünden ortadan kalkmasıyla birlikte, basit bir başvuru işlemiyle abonelik sözleşmesini sona erdirip; sözleşme nedeniyle hem kendisi hem de karşı taraf nezdinde doğmuş tüm hak ve borçlardan arınmış olarak kiralanandan ayrılması mümkün iken, bunu yapmayarak kendi aboneliği üzerinden üçüncü kişilerin su kullanmasına olanak tanımış olması dahi, sözleşme hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı, dolaysıyla da, sonuçlarına katlanması gereken bir davranış niteliğinde olduğu kabul edilmelidir” denilmek suretiyle abonenin aboneliğini iptal ettirmediği sürece sorumluluğunun devam edeceği benimsenmiştir. (HGK’ nun 2008/19-174 Esas, 199 Karar esas karar sayılı ilamında da aynı ilkeler kabul edilmiştir)
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında; davalı site yönetiminin aboneliği iptal ettirmediği sürece abonelik üzerinden tüketilen su ve atık su bedelinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla; mahkemece dava konusu dönemde üzerinde davalı site yönetiminin aboneliği bulunan sayaçtan su kullanan site sakinleri ile birlikte davalının da abone sıfatıyla sorumlu olduğu nazara alınarak, davalı site yönetiminin sorumlu olduğu tüketim bedeli araştırılarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aksi düşünce ile ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.