Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14865
Karar No: 2018/4456
Karar Tarihi: 25.04.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/14865 Esas 2018/4456 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/14865 E.  ,  2018/4456 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının kızı olan ... ile 2012 yılında evlendiğini, davalıya ait taşınmaza taşındıklarını, ancak taşınmazı oturmaya elverişli hale getirmek için tadilat yaptırdığını, mutfak dahil olmak üzere tüm ahşap işleri ile gerekli mobilyaları alarak ve yaptırarak taşınmazı yenilediğini, evde oturmaya başladıktan yaklaşık üç ay sonra ...’ın ..."a gittiğini ve geri dönmediğini, kendisininde taşınmazdan taşınmak zorunda kaldığını, akabinde boşandıklarını ileri sürerek; yaptığı masraf toplamı 90.169,54 TL"nin davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı; zaman aşımı def’inde bulunmuş, davacının talep ettiği bir kısım mobilya ve diğer talepleri yönünden ... Anadolu 9. Aile Mahkemesinin 2013/124 esas sayılı dosyasında istemde bulunduğunu, bu istemin taraflar arasındaki mal tasfiyesi davasında değerlendirilmek üzere tefrik edildiğini, dolayısıyla derdestlik nedeniyle talebin reddi gerektiğini, iddiasının aksine taşınmazın baştan itibaren oturulabilir durumda olduğunu, taşınmazdaki tadilat ve inşaat işlerinin rızası alınmaksızın yapıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    "Mahkemece; davacının evlilik birliğinde kullanılmak üzere temin ettiği mobilya ve eşyanın dava dışı ..."a yönetilecek bir dava ile talep edilebileceği, bina maliki olan davalıya yöneltilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle mobilyalara ilişkin talebin husumet yokluğundan usulden reddi gerektiği, taşınmazda yapılan tadilat ve tamirat masrafları bakımından ise; oturulabilir durumdaki meskenin mevcut haliyle davacıya tahsis edildiği, davalının bilgisi ve rızası dışında kişisel arzu ve isteğe bağlı davacının özel zevkine uygun olarak yapılan harcamalar olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. "
    Dava, başkasına ait taşınmazda yapılan giderlerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlık; davacının dava konusu taşınmaz için yaptırdığı imalat ve tadilatların lüks mü yoksa faydalı ve zorunlu mu oldukları, bu çerçevede lüks faydalı ve zorunlu masrafların tutarının ne kadar olduğu ve belirlenen tutarın davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin istenip istenemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
    Sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı TBK’nun 77 ve devamı (mülga 818 sayılı BK’nun 61 vd) maddelerinde düzenlenmiş olup, madde hükmü uyarınca "Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Buna göre; sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir.
    Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade borcunun kapsamı ve yapılmış olan giderlerden hangilerinin geri istenebileceği, giderlerin niteliğine ve zenginleşen kimsenin iyiniyetli ya da kötüniyetli oluşuna göre farklılık göstermektedir.
    " Geri vermenin kapsamı” başlığı altında düzenlenen TBK’nun 79. ve 80. maddeleri uyarınca “ Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür."
    Zenginleşen, zenginleşmeyi iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür ” (m. 79).
    "“ Zenginleşen iyiniyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri, geri verme isteminde bulunandan isteyebilir. Zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir. Zenginleşen, iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın, diğer giderlerinin ödenmesini isteyemez. Ancak, kendisine karşılık önerilmezse, o şey ile birleştirdiği ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri geri vermeden önce ayırıp alabilir (m. 80). Yukarıda belirtilen yasa hükümlerinin değerlendirilmesi bakımından öncelikle yapılan masrafların niteliği üzerinde durmak gerekmiştir. Yasada tanımları yapılmamış olmakla birlikte, bir şeyin varlığını ve değerini korumak için yapılması gerekli olan harcamalar; zorunlu, bir şeyin değerini ve verimini arttırmak için yapılan harcamalar; faydalı ve hiçbir gereği yokken sadece kişisel zevkler için yapılan harcamalar ise; lüks olarak nitelendirilmektedir. (Akıntürk, Turgut, Borçlar Hukuku, 17. Baskı, Beta Basım, ..., 2011, s.109.) "
    "Bu aşamada az önce belirtilen yasal hükümlerin zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olma durumuna göre değerlendirmesine gelince ; zenginleşen iyiniyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri, geri verme isteminde bulunandan isteyebilir. Zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir. Zenginleşen, iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın, diğer giderlerinin ödenmesini isteyemez. Ancak, kendisine karşılık önerilmezse, o şey ile birleştirdiği ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri m.80’e göre geri vermeden önce ayırıp alabilir. Lüks ( Fuzuli ) masrafları ise, gerek iyi niyetli gerekse kötü niyetli iade borçlusu iade alacaklısından isteyemez. ( Oğuzman, Kemal, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 8.Baskı, Vedat Kitapçılık, ..., 2010,s.718vd.)
    Somut uyuşmazlıkta; davacının davalıya ait taşınmazda yaptığı giderlerin faydalı ve zorunlu olduğunu iddia ettiği, davalının ise, yapılan tadilat ve imalatlardan haberdar olmadığını, kendisinden izin alınmaksızın yapıldığını ve yapılan giderlerin faydalı ve zorunlu olmadıklarını savunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece delil tespiti dosyası getirtilerek dosya arasına alındığı; yapılan incelemesinde mobilya, elektrik tesisatı ve aydınlatmalar ile kalorifer ve sıhhi tesisat için yapılan imalat ve tadilatların masraflarının tespitine dair bilirkişi heyetinden rapor alındığı ancak, raporda yapılan imalat ve tadilatların zorunlu, faydalı ya da lüks olup olmadıkları, ve bunlar arasında niteliklerine göre birleşen ve zararsızca ayrılmaları mümkün olan imalatlar bulunup bulunmadığı yönünden görüşlerine başvurulmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar yargılama sırasında mahkemece delil tespiti dosyası ile yetinilmeyerek yeniden keşif yapılmış ve bilirkişi raporu temin edilmiş ise de; inşaat, makine ve elektrik bilirkişisi tarafından ayrı ayrı sunulan raporlarda da sadece yapılan imalat ve tadilatların neler olduğunun, dava tarihi itibariyle masraf tutarlarının ve sökülüp götürülmesi mümkün olan iş ve malzemelerin belirlendiği ancak, davacının tahliye tarihi itibariyle masraf tutarı belirlenmediği gibi, yapılan masrafların niteliği üzerinde de durulmadığı görülmüştür. Bu haliyle; delil tespiti dosyasında bulunan bilirkişi raporları ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadıkları açıktır. "
    O halde; mahkemece; davacının dava konusu taşınmaz için yaptırdığı imalat ve tadilatların tespiti ile bunların lüks mü yoksa faydalı ve zorunlu mu oldukları, bunların sebepsiz zenginleşme tarihi olan evin davacı tarafından tahliye edildiği tarih itibariyle tutarının ne olduğu, yapılan imalatların ve tadilatların asıl şeyden ayrılmasının mümkün olup olmadığı hususlarını içeren alanında uzman bilirkişi heyetinden hüküm kurmaya ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi