12. Hukuk Dairesi 2018/8413 E. , 2018/13275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu ... Büyükşehir Belediyesi aleyhine başlatılan örnek 4-5 ilamlı icra takibinde; borçlu belediyenin 6552 Sayılı Kanun"un 121. maddesiyle 5393 Sayılı Yasanın 15. maddesine eklenen 7. fıkra ile getirilen düzenleme gereği icra müdürlüğünce haciz kararı alınmadan önce borca yetecek miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesinin istenmesi, gösterilmediği taktirde haczin gerçekleşmesi gerektiğini, banka hesaplarına ve üçüncü şahıslardaki tüm hak ve alacaklarına konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, anılan kararın, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Anayasa Mahkemesi"nin 17.06.2015 tarih ve 2014/194 E. - 2015/55 K. sayılı, Resmi Gazete"nin 26.06.2015 tarih ve 29398 sayısında yayımlanan kararı ile; 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15. maddesine, 10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun"un 121. maddesiyle eklenen fıkranın birinci cümlesinin "..ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır" ibaresi ile ikinci cümlesinin "...veya kamu hizmetlerini aksatacak.." ibaresinin ve ayrıca 6552 Sayılı Kanunun 123. maddesiyle eklenen geçici 8. maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği ve takip tarihi 06.08.2013 olup 6552 Sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce olduğundan 6552 Sayılı Yasa ile 5393 Sayılı Yasanın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağından bahisle şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile mahkeme kararın bozulduğu, borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği, mahkemece, 25.05.2017 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilerek takip tarihi 06.08.2013 olup 6552 Sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce olduğundan 6552 sayılı Yasa ile 5393 Sayılı Yasanın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Borçlu belediyenin şikayetinde, Belediye Kanunu"nun 15. maddesi gereğince kamu yararına tahsis edilmiş olan banka hesabı, taşınır,taşınmaz malları ile alacaklarının da haczedilemez olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir.
5393 Sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre, belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için, mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.
Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçlunun tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin dar yorumlanması gerekir.
5393 Sayılı Belediye Kanununun 15/son maddesinde açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumun tespiti ile belirlenmelidir. Bu konuda ispat yükü borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu Belediye ispatlamalıdır. Bu nedenledir ki hacizli banka hesabındaki paralara ilişkin olarak kamuya tahsis kararı bulunmasının sonuca etkisi yoktur.
Buna göre, borçlu Belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği tartışmasız olup, bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için ise, o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekir.
O halde; mahkemece, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.05.2016 tarih ve 2015/19647 E. - 2016/8138 K. sayılı bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada,yukarıda açıklanan ilke ve kurallar gözetilerek şikayete konu haczedilen tüm hesaplar üzerinde Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, haczedilen paraların niteliklerinin belirlenmesi, hesapların havuz hesabı olduğunun saptanması halinde haczedilmezlik şikayetinin reddine, hesaplardaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemeyeceği gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.