13. Ceza Dairesi Esas No: 2016/10979 Karar No: 2018/444 Karar Tarihi: 11.01.2018
Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/10979 Esas 2018/444 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir hırsızlık davasında sanık mahkum edildi. Dosyanın incelenmesi sonucunda, suçun sanık tarafından işlendiği ve mahkemenin hüküm kurma yönteminin hukuka uygun olduğu belirlendi. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi 1. fıkra (b) bendindeki hüküm iptal edildiği için, kanunun diğer fıkraları uyarınca sanığın kasten işlediği suç dolayısıyla hüküm olunan uzun süreli hapis cezasının infazı tamamlanana kadar velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri üzerinde hak yoksunlukları uygulanması gerektiği belirtildi. Bu durum göz önünde bulundurularak verilen kararın, kanunlara uygun olmayan bir bölümü çıkartılarak düzeltilmesi gerektiği sonucuna varıldı. Kanunun yukarıda bahsedilen kısımları şöyledir: TCK'nın 53/1. maddesi (a), (c), (d) ve (e) bentleri.
13. Ceza Dairesi 2016/10979 E. , 2018/444 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hükmolunan uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında ise, mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendindeki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun uygulanamayacağı, buna karşılık aynı maddenin 1. fıkrasının (a) ve (d) bentleri ile (c) bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler bakımından velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluklarının uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nün temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Sanığın kasten işlemiş olduğu hapis cezasının kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen haklardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına ve (c) bendinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun kendi alt soyu bakımından uygulanmamasına,” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.