Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2066
Karar No: 2018/7484
Karar Tarihi: 07.11.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/2066 Esas 2018/7484 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/2066 E.  ,  2018/7484 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.08.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
    Davacı, Maliye Hazinesinden satın aldığı ve tapuda ham toprak ve taşlık vasfıyla adına kayıtlı olan 101 ada 134 ve 142 parsel sayılı taşınmazların genel yola çıkışının bulunmadığını, bu taşınmazlar üzerinde konut inşa etmek istediğini ancak yola çıkışı bulunmadığından inşaat ruhsatı alamadığını ileri sürerek bedeli karşılığında davalı Hazine adına kayıtlı komşu taşınmazlar üzerinde en uygun güzergahtan geçit hakkı verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili, müvekkili adına kayıtlı taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup bu taşınmazlar üzerinde geçit hakkı kurulmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davacı adına kayıtlı 101 ada 134 ve 142 parsel sayılı taşınmazlar lehine davalı Hazine adına kayıtlı 147 parsel üzerinde geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Somut olaya gelince, davacı adına kayıtlı 101 ada 134 ve 142 parsel sayılı taşınmazların da içerisinde bulunduğu ve bu taşınmazlar lehine üzerinde geçit kurulan 101 ada 147 parsel sayılı taşınmazın, tapuda ham toprak ve taşlık vasfıyla Maliye Hazinesi adına kayıtlı olup kamu malı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Kamu malı niteliğinde olan bir yerin de kişinin özel istifadesine terki olanaklı değildir. Geçit hakkı kurulan yer, kamu malı niteliğinde ise, kamu yararı ile kişi yararının çatışması durumunda kamu yararına üstünlük tanınması gerekeceğinden bu nitelikteki bir yer üzerinden geçit hakkı kurulmasına olanak yoktur.
    Bu durumda mahkemece, davacı adına kayıtlı taşınmazların da içerisinde bulunduğu kamuya ait ham toprak ve taşlık vasıflı taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulması mümkün olmadığından ve davacıya ait taşınmazların genel yola bağlantısını sağlayacak başkaca alternatif güzergah bulunmadığı da anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    07.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi