16. Ceza Dairesi 2019/2157 E. , 2019/6588 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet kararına yönelik istinaf
başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairemizin 20.12.2017 tarih ve 2017/1862 Esas 2017/5796 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere;
Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiği sanık tarafından bilindiği somut delil ve olgularla ortaya konulmasının zorunlu olduğu, işlenen bir suçta gerçekleşebilecek unsur yanılgısının kastı ortadan kaldıracağı, bu durumun TCK’nın 30/1 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, yukarıda anılan tarihten sonra gerçekleşen ve örgütsel faaliyet olarak kabul edilen hareketlerin örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi halinde kişinin örgüt üyesi olarak kabulü mümkün olmadığından;
Dosya kapsamındaki deliller ve sanığın savunmasına göre; polis memuru olan sanığın Sivas Cumhuriyet Başsavcılığındaki 17.06.2017 tarihli ifadesinde, "en son 2014 yılının Nisan ayında sohbete katıldığını ve bu tarihten itibaren çağrılmasına rağmen hiçbir toplantılarına gitmediğini, bağlantısını kestiğini" ifade etmesi karşısında; sanığın, örgütün kamuoyu tarafından görünen yüzü ortaya çıkmadan önce gerçekleştirdiği bir kısım faaliyetleri örgüt üyeliğine esas alınarak karar verilmiş ise de, bu süreçten sonrasında herhangi bir örgütsel faaliyetinin bulunduğuna dair dosyaya delil sunulmadığı gibi sanığın savunması ve 2014 yılı sonrasında örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir somut eylem ortaya konulamaması nazara alındığında, öncelikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve kamuoyunda mahrem imamlar olarak bilinen soruşturma kapsamında oluşturulan veri inceleme raporu, bu delile dayanak teşkil eden el koyma kararı da temin edilerek sanığın isminin bu raporda geçmesi halinde veri inceleme raporundaki durumu da gözetilmek suretiyle TCK"nın 30/1 maddesi hükümlerinden istifade edip edemeyeceğinin karar yerinde tartışmasız bırakılması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına,28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın, Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.