
Esas No: 2018/1711
Karar No: 2020/279
Karar Tarihi: 21.01.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1711 Esas 2020/279 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif, kooperatif ortaklığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat ... ile davalı kooperatif vekili Avukat ... gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin ... 25. Noterliğinin 06.02.2006 tarihli devir sözleşmesi ile davalı ..."dan davalı kooperatife ait 2. Blok 3 no.lu bağımsız bölümü devir aldığını, devir işlemlerinin tamamlanması için 06.02.2006 tarihli dilekçe ile davalı kooperatife başvurduğunu, müvekkilinin anılan devir işlemlerinin tamamlandığı ve ortak olduğu düşüncesiyle 2006 yılı Şubat, Mart, Nisan aylarına ait aidatlarını ödediğini ancak yeni yönetim tarafından üye olmadığından bahisle Mayıs ayı aidat ödemesinin kabul edilmediğini ileri sürerek asıl davada davalı kooperatife ait 2. Blok 3 no.lu bağımsız bölümün üyesi olduğunun tespitine, birleşen davada davalı ..."ın kooperatifteki 2. Blok 3 no.lu bağımsız bölüme ilişkin üyelik hakkını devrettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı kooperatif vekili, davacının ortaklığa kabulü konusundaki iddia edilen 06.02.2006 tarihli ve 2 no.lu kararın ilgili defterlerde kayıtlı bulunmadığını, ilgili yönetim kurulu kararındaki imzaların sahte olduğunu, tahsilat makbuzlarının gerçeği yansıtmadığını, birleşen davada davalı ..."ın kooperatifteki hissesini dava dışı ... isimli şahsa devrettiğini savunarak, asıl davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davalı kooperatifin borçlarını ödeyemez durumda olması nedeniyle dava dışı ..."den borç para alındığını, bu şahsa kooperatif senedi verildiğini, borçların ödenmemesi üzerine teminat maksadı ile müvekkilinin kendisine ait hisseyi davacı ..."e devretmek zorunda kaldığını, bu devir işleminin teminat maksadı ile muvazaalı olarak yapıldığını, davacı ile davadışı ... kardeş olduklarını, devir işleminin gabin nedeniyle geçersiz olduğunu savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar, asıl ve birleşen davalarda davalı vekillerinin temyizi üzerine, üyelik kaydına ilişkin belgenin sahteliği konusunda eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; kooperatif yönetim kurulunca alınan 06.02.2005 tarihli ve 2 no.lu kararın sahte olduğu dolayısıyla da davacının, davalı kooperatifin yönetim kurulunca usulüne uygun olarak alınmış bir karar ile kooperatif üyeliği kabulünün yapılmadığının anlaşıldığı, 06.02.2006 tarihli tacir işleminin de muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Birleşen davada davalı ...’ın davalı ... Konut Yapı Kooperatifinin üyesi olduğu, noter huzurunda düzenlenen 06.02.2006 tarihli devir sözleşmesi ile hissesini davacıya devrettiği ve devir keyfiyetinin de davalı kooperatife bildirildiği hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Birleşen davada davalı ...’ın bu hisseden dolayı davalı kooperatife borcu bulunması halinde; kooperatifin, bu hisseyi devralan davacıdan devirden önceki borçları talep etmesinde de engel bir durum yoktur.
Bu durumda da; kooperatif ortağı olan ...’dan hissesini devralan davacının kooperatife üye olduğunun tespiti ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl ve birleşen davada davacı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak, asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.