Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/13409
Karar No: 2017/5858
Karar Tarihi: 05.12.2017

Yağma - 6136 sayılı Yasaya aykırılık - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2014/13409 Esas 2017/5858 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, sanığın yağma suçundan beraat etmesine karar verirken, 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan 6 ay hapis ve 400 TL para cezasına çarptırıldığı belirtiliyor. İlk suçtan dolayı sanık tarafından yapılan temyiz itirazının reddedildiği, ancak yağma suçuyla ilgili hükümde yeterli delil toplanmamış olması nedeniyle hüküm BOZULMASINA karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekilde belirtilmiştir: 6136 sayılı Kanun'un 15/1, 5237 sayılı Kanun'un 62/1, 52/2 ve 52/4 maddeleri.
6. Ceza Dairesi         2014/13409 E.  ,  2017/5858 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Yağma, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
    HÜKÜM : 1) CMK 223/2-e gereğince beraat
    2) 6136 sayılı Kanunun 15/1, 5237sayılı. Kanunun 62/1,52/2, 52/4.maddeleri gereğince 6 ay hapis ve 400 TL apc

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

    I-) Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasa’ya aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık savunmanının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

    24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre TCK"nın 53. madde uygulamasının infazda gözetilmesi olanaklı görülerek yapılan incelemede;

    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,

    II-) Sanık ... hakkında yağma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

    Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    Ancak;

    Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu da usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda olacaktır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için; olaya ışık tutabilecek nitelikte tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp, elde edilen tüm delillerin, akla, mantığa, bilimsel verilere, fiziksel kurallara, herkesçe bilinen somut duruma, gündelik hayatta elde edilen karine niteliğindeki bilgilere uygun olup olmadığı belirlenerek, bu konuda varsa yanılgılar sonlandırılıp, birini diğerine üstün kılan anlatım ve/veya deliller açıklanıp, hukuki sonucun temyiz merciince denetlenebilir bir gerekçe ile yazılması gerekir.

    Öte yandan, yağma olaylarında genelde tanık yoktur, bu nedenle mağdurun beyanı ve teşhisi önemlidir. Birebir olayın muhattabı olan mağdurun beyanı tutarlı ve istikrarlı ise önde ve üstün niteliktedir. Şayet bu konuda duraksama varsa ortada yenilmesi gereken bir şüphenin olduğunun düşünülmesi gerekir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak da deliller eşdeğerdedir. Bu nedenle deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise bu hususlar giderilmelidir. Soruşturma evresinde toplanmamış delilleri mahkemenin toplaması gerekir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp; tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Yani hükümde varsayıma dayalı kuşkulu kalan hususlar olmamalıdır. Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Bir takım varsayımlara dayanılarak karar verilmesi ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır. Kuşku ve çelişki yenilmeden karar verilemez. Bir suç varsa bunun failini belirleyebilmek ancak kanıtların yorumu ile olanaklıdır. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa imkan vermemelidir. Yüksek ihtimal ile deliller yeterli toplanmadan bir ceza verilemez. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için, önce sözkonusu eylemin işlenip işlenmediğinin belirlenmesi gerekir. Bu da kanıtların yorumu ile cevaplanacaktır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığını, yorum ile nasıl bir kanıya ulaştığını, kararının gerekçesinde göstermek zorundadır.

    Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelirsek;

    Mağdur ve sanık arasında olay öncesinde herhangi bir husumet bulunmadığı gibi, tarafların birbirlerini de tanımadıkları, mağdur ...’in 22.08.2012 tarihli kolluk ifadesinde özetle; “olay günü saat; 15:00 sularında yaya olarak gezmekteyken, içerisinde 3 kişinin bulunduğu 34 UF 7685 plakalı bir aracın yanında durduğunu, şoför koltuğunda oturan ve sonradan polis merkezinde teşhis ettiği sanık ...’ın “düzgün yürü” diye laf attığını, “benim yürümem bu şekilde” diyerek karşılık vermesi üzerine, sanığın aracın kapısını açarak bir ayağı içeride olduğu halde kendisine tokat atıp tekrar araca yerleştiğini ve hemen akabinde açık olan camdan “seni sinkaf ederim, ayağını denk al” dediğini, “ayağımı denk almazsam ne olacak?” demesi üzerine araç içinden çıkardığı beyaz renkli bir bıçağı üzerine doğru tevcih ettiğini, geri çekilmesi nedeniyle vücuduna temas etmeyen bıçağın tişörtünün sağ omuz kısmını yırttığını, bu sırada “paran var mı, hemen paraları çıkart” diyen sanığa olumsuz yanıt vermesinin ardından aracı çalıştırarak, olaya hiç müdahale etmeyen tanıklar ... ve ... ile birlikte hızla yanından ayrıldığını” belirtmesine karşın, Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan ifadesinde; “üç kişinin araçla önünü kestiklerini, daha sonra içlerinden birinin elindeki kesici aletle saldırdığını ve tişörtünün yırtıldığını, diğer iki kişiden birinin araçtan inerek kendisine vurmak istediğini ancak etraftan bakan birileri olunca vurmaktan vazgeçip tekrar araca bindiğini, kendisinden önce para istediklerini, parasının olmadığını söyleyince “para vereceksin” denmesine rağmen kabul etmediğini, üçü de sarhoş olan şahıslardan direksiyon başında oturanın, elinde bulunan tespihini zorla çekip aldığını ve olay yerinden giderken yere fırlattığını, etraftaki bir evin balkonundan bakan bayan şahıs bağırmasa idi belki daha kötü bir şey yapacaklarını tahmin ettiğini” söylediği; 27.06.2013 günlü duruşmada ise; “yanında bir aracın durduğunu, ancak okuma yazması olmadığından plakasını alamadığını, sanık ...’ın kendisine ‘dur” demesi üzerine durduğunu, tişörtünü çektiği ve bu şekilde tişörtünün yırtıldığını, elinde bulunan tespihine bakmak isteyince verdiğini ve daha sonra geri aldığını, sanığın kendisine tokat atmadığını ve elinde bıçak da görmediğini, hazırlık aşamasında sinirli olduğu için ve askerlik psikolojisinden dolayı farklı ifade verdiğini” söyleyerek farklı bir ifadeye yer verdiği,

    Sanık ...’ın kollukta; “...hızlı gittiği için el hareketi yapan mağdurun yanına gidip aracın penceresinden içeri doğru çekerek bir tokat attığını, o sırada mağdurun elinde gördüğü tespihi alıp baktıktan sonra kimden aldığını sorduğunu, ‘Zibi’ adıyla anılan şahıstan aldığını, onun yeğeni olduğunu söylemesi üzerine de kendisinden özür dileyerek tespihini geri verdiğini ve araçla olay yerinden ayrıldıklarını” beyan ettiği, karar oturumunda ise; “...elbisesinden tutarak kendine doğru çektiği mağdura, ‘neden el kaldırıyorsun?’ diye sorduğu ve bu hususta bir müddet tartıştıkları, ortamın yumuşaması üzerine elindeki tespihi görüp, bunu kendisinin ‘Zibi’ ye vermiş olduğunu söylediği ve ardından tespihi geri verdiği, mağdura bıçak çekmediği gibi tokat da atmadığı” yönünde savunma yaptığının anlaşılması karşısında;

    Mağdurun aşamalarda değişerek gelişen, birbiri içerisinde bir ölçüde kendi kendine çelişen beyanları arasında açık aykırılıklar giderilip, olay yerine gelen sanığa bir evin balkonundan bakıp, olaya müdahale eden kadının açık kimlik bilgileri saptanıp gerektiğinde mahkeme huzurunda andlı beyanı da alındıktan sonra, sonucuna göre delillerin takdiri gerektiği düşünülmeden eksik soruşturmayla yetinilip, sanığın savunmasına ise hangi nedenlerle üstünlük tanındığı denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılmadan yargılamaya devamla yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi