12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/7116 Karar No: 2020/6075 Karar Tarihi: 17.11.2020
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/7116 Esas 2020/6075 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taksirle yaralama suçundan açılan davada, müştekinin şikayet yokluğu nedeniyle davanın düştüğü ancak sanık ... hakkında şikayet bulunmadığı için katılım ve hükmü temyiz hakkının olmadığı belirtildi. Sanık ... hakkındaki temyiz istemi reddedildi. Ancak müştekinin şirket yetkilisi hakkında altı aylık şikayet süresi içerisinde şikayetini açıkça beyan etmesi nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi kanuna aykırı bulundu ve hüküm bozuldu. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/5. maddesi taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğunu ancak suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmaksızın yargılanabileceğini belirtmektedir. CMK'nın 223/8. maddesi ise davanın düşmesine ilişkin hükümleri düzenlemektedir. TCK'nın 73/1. maddesi altı aylık şikayet süresini belirtirken, 73/4. maddesi şikayetin düşebileceği durumları açıklamaktadır.
12. Ceza Dairesi 2019/7116 E. , 2020/6075 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca düşme
Taksirle yaralama suçundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine ilişkin hüküm, müşteki tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ..."in yönetim kurulu başkanı olduğu temizlik şirketinde işçi olarak çalılan müşteki ile diğer sanık ..., çöp konteynırını araca yüklemek istedikleri sırada müştekinin el parmağının araya sıkışması neticesinde kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığı olayda, A-Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/5. maddesinde yer alan, "Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda beşinci fıkra kapsamına girecek şekilde bilinçli taksir halinin gerçekleşmediği, adli raporlar incelendiğinde, olay nedeniyle vücudunda kırık meydana gelecek şekilde yaralanan müştekinin, 27/05/2015 tarihli ilk beyanında olayı ayrıntıları ile anlatıp sanık ...’den şikayetçi olmadığını beyan etmiş olduğu anlaşılmakla, katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK" un 317. maddesi uyarınca müştekinin temyiz isteminin REDDİNE; B-Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince; Müştekinin 27/05/2015 tarihli kolluk ifadesindeki "...ancak şirket benimle ilgilenmediği ve tutmuş oldukları tutanakta dikkatsizlik sonucu bu kazanın olduğunu beyan ettiklerinden dolayı şirket ile alakalı olarak ayrı bir dava açacağım” şeklindeki beyanı ile 23/06/2015 tarih ve 2015/81158 soruşturma sayılı takipsizlik kararına karşı verdiği 13/07/2015 tarihli itiraz dilekçesi dikkate alındığında, müştekinin kolluktaki ifadesinde şirket yetkilisi ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir şikayet beyanında bulunmadığı, ancak TCK’nın 73/1. maddesinde öngörülen altı aylık şikayet süresi içinde 13/07/2015 tarihli itiraz dilekçesi ile şirket yetkilisi hakkında da şikayetini açıkça beyan ettiği anlaşılmakla, yargılamaya devam edilmesi gerekirken, müştekinin şikayetçi olmadığı gerekçesiyle CMK"nun 223/8. maddesi ve TCK"nın 73/4.maddeleri uyarınca davanın düşmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, müştekinin itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.