11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/1810 Karar No: 2018/6530 Karar Tarihi: 11.07.2018
Sahte belge düzenleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/1810 Esas 2018/6530 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sahte belge düzenleme suçu ile suçlanan sanığın mahkumiyetine karar verdi. Ancak mahkeme kararında, Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde açık ve gerekçeli olması gereken kararın, gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulduğu belirtildi. Ayrıca, suça konu belgelerin zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi gerektiği, lehe yasa değerlendirmesi yapılmadığı ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin dikkate alınmadığı gibi nedenlerden dolayı hüküm bozuldu. Kanun maddeleri ise şöyle belirtildi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK\"nın 34/1, 230, 289/1-g ve 1412 sayılı CMUK\"nın 308/7. maddeleri, 213 sayılı VUK’nın 227. maddesinin 3. fıkrası, TCK\"nın 43. maddesinin 1. fıkrası ve 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2016/1810 E. , 2018/6530 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Sahte belge düzenleme HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK"nın 34/1, 230, 289/1-g ve 1412 sayılı CMUK"nın 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için kararın dayandığı tüm delillerin, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanığın eyleminin ve yüklenen suçun yasal unsurlarının ne olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması, 2- 213 sayılı VUK’nın 227. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenleme gereğince, sanığa yüklenen “2007 takvim yılında sahte belge düzenleme” suçunun maddi konusu olan fatura ve müstahsil makbuzunun, VUK’nın 230 ve 235. maddelerinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerektiğinden, suça konu belgelerin kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunda öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Kabule göre; a) Suç tarihine göre, lehe yasa değerlendirmesi yapılmaması ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı VUK’nın 359/b-1 maddesinde öngörülen 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasından teşdiden üst sınırdan mı, yoksa 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Yasanın 359/b-1 maddesinde öngörülen 3 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezasından dolayı alt sınırdan mı ceza verildiğinin belirtilmemesi nedeniyle denetimden yoksun hüküm kurulması, b) Her takvim yılı içinde düzenlenen belgelerin ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla belge düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 E.-K. sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 11.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.