Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında İstanbul 3. İş Mahkemesinin 2003/330 Esas ve 2005/853 K. sayılı ilamına istinaden Şişli 6. İcra Müdürlüğünün 2005/24635 takip sayılı dosyasından ilamlı icra takibine geçilmiştir. Daha sonra dayanak ilamın Yargıtay 9. Hukuk Dairesince bozulması üzerine mahkemece kısmen bu bozmaya uyulmuş, kısmen direnilmiştir. İş Mahkemesinin sözü edilen işbu 2006/237 E. 2006/429 K. sayılı kararından sonra alacaklının bu karara istinaden yeniden borçlu aleyhine iki ayrı ilamlı icra takibinde bulunduğu görülmektedir. (Şişli 6. icra müdürlüğünün 2006/20513-2006/20514 takip sayılı dosyaları)
Borçlu vekili; son bu takipler karşısında icra mahkemesine başvurarak önceki takibin halen derdest olduğunu, son yapılan iki takibin ise mükerrer olduklarına itiraz etmiş, ayrıca faiz oranı ve miktarına yönelik olarak şikayette bulunmuştur.
Mahkemece her iki takipte de tahsilde tekerrür olmama şartının açıkça belirtildiğinden 2006/20513 ve 2006/20514 sayılı takiplerin mükerrer olduğuna yönelik faiz oranlarına ilişkin şikayetin de yerinde olmadığından bahisle borçlunun tüm istemlerinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Alacaklının Şişli 6. İcra Müdürlüğünde başlatmış bulunduğu 2005/24635 sayılı takip dosyası halen derdest bulunmaktadır. Alacaklı bu dosya üzerinden iş mahkemesince verilen son karara istinaden işlem yapması gerekirken bu yolu tercih etmeyip bu ilama istinaden ayrı ayrı iki takip dosyasından yeniden icra takibine geçmesi yerinde bulunmadığından mahkemece mükerrerlik itirazının kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir. İşlemiş faiz miktarına ve faiz oranlarına yönelik şikayet hakkında da ilgili mercilerden talep edilen dönemler itibariyle faiz oranları sorulup tespit edilmeden ve işlemiş faize yönelik istemde de Yargıtay denetimine elverişli bir açıklama veya rapor alınmadan mücerret bir gerekçe ile bu hususlara ilişkin şikayetlerin de reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/04/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.