Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/10389 Esas 2016/3684 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10389
Karar No: 2016/3684
Karar Tarihi: 02.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/10389 Esas 2016/3684 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı tarafından kendisine yöneltilen icra takibinin haksız olduğunu ve bono imzanın sahte olduğunu iddia etmiş, mahkeme de davacının lehine karar vermiştir. Ancak, davaya konu olan senet kambiyo niteliğinde olduğundan, asliye hukuk mahkemesi yerine asliye ticaret mahkemesi tarafından görülmelidir. Bu nedenle, asliye hukuk mahkemesinin görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiği hükmedilmiştir. Kanun maddeleri: Türk Ticaret Kanunu'nun 4/a maddesi, 5. maddesi ve değişiklikle (5/3 madde) asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmesi, HMK'nun 114/c ve 115/2 maddeleri.
19. Hukuk Dairesi         2015/10389 E.  ,  2016/3684 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten
    ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin keşideci davalının lehdar olarak yer aldığı 100.000,00 TL bedelli bonoya dayalı şekilde davalı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmış ise de bonodaki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını, sahtecilik ile bu bononun oluşturulduğunu belirterek, bono nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuş ve % 40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davaya konu bonodaki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık konusu senet kambiyo vasfını haiz bono niteliğinde olduğundan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nda düzenlenmiş olup anılan Yasa"nın 4/a maddesi hükmü uyarınca mutlak ticari davalardandır. Bu durumda aynı Yasanın 5. maddesi hükmü gereği 01.07.2012 tarihinden sonra ticaret mahkemeleri görevli olacaktır. Somut olayda dava 04.09.2012 tarihinde açılmış olmakla 6335 sayılı Yasa ile ..."nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle (5/3 madde) asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlendiğinden ve görev kamu düzeninden olup resen her aşamada gözetilmesi gerektiğinden davada asliye hukuk mahkemesinin görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı HMK"nun 114/c ve 115/2 maddeleri uyarınca usul yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma biçimine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.