1. Hukuk Dairesi 2015/10028 E. , 2018/9472 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, yaşı sebebiyle bakıma muhtaç olduğunu, davalılar ... ve ..."nın dava konusu 1154 parsel sayılı taşınmazını bakım karşılığında kendilerine devretme konusunda ikna ettiklerini, taşınmazın önce davalı ...’ya devredildiğini, onun da davalı ...’a temlik ettiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde olduklarını, bakma edimi yerine getirilmeyince taşınmazı geri istediğini, köy imamı, köy muhtarının devreye girdiğini ancak kötüniyetli davalıların taşınmazı geri vermek için hiç hakları olmadığı halde fahiş bir para istediklerini, yaşlı halinde mağduriyetine neden olduklarını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, temliklerin bedel karşılığında yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden ise devrin hata ve hileye dayalı yapıldığı, davalı ..."ın da iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 1154 parsel sayılı 430m2 miktarlı, ev ve arsa ve kahve nitelikli taşınmaz davacı adına kayıtlı iken 16.08.2012 tarihli akitle 5.000Tl bedelle davalı ...’ya temlik edildiği, onun da 18.12.2012 tarihinde 5.000TL bedelle davalı ...’a devrettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede yanıltma söz konusudur. Türk Borçlar Kanunu"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hile öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olayda, davacının kendisine bakılacağı inancıyla dava konusu yeri davalı ..."ya devrettiği, 4 ay kadar beraber yaşadıktan sonra anlaşamadıkları, ... tarafından da davalı ..."a aktarıldığı davacının taşınmazın iadesini istediğini davalılara bildirmesine ve yapılan görüşmelere rağmen davalıların devre yanaşmadıkları, dinlenen tanık beyanlarının da bu yönde olduğu, temliklerin kısa aralıklarla yapılmış olması, taşınmazın halen davacı tarafından kullanılması ve davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davalı ...’ın tüm, diğer davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine.
Davalıların sair temyiz itirazlarına gelince;
Davalı ..."ın çekişmeli taşınmazla kayden bir ilgisinin olmaması nedeniyle kendisine husumet düşmeyeceği gözetilerek hakkında husumetten ret kararı verilmesine rağmen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi değerlendirilmek suretiyle, kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu yönden hüküm kurulmaması doğru değildir.
Davalı ..."ın bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.