![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2020/2148
Karar No: 2020/6064
Karar Tarihi: 17.11.2020
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/2148 Esas 2020/6064 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Mahkemesi : Kula Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Sanığın TCK’nın 89/4, 22/3, 62/1, 53/6. maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin Kula Asliye Ceza Mahkemesinin 19.06.2018 tarihli, 2016/545-2018/354 sayılı hükmüne yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair karara karşı yapılan temyiz isteminin reddine ilişkin yine Kula Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.03.2020 tarihli ek karar
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin Kula Asliye Ceza Mahkemesinin 19.06.2018 tarihli, 2016/5454 esas, 2018/354 sayılı hükmüne yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 15.01.2020 tarihli, 2018/3420 esas, 2020/148 sayılı kararına karşı yapılan temyiz isteminin reddine ilişkin Kula Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04/03/2020 tarihli ek karar, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nin 296/1. maddesine göre temyiz isteminin reddine dair kararın hükmü veren bölge adliye mahkemesince verilmesi gerektiğinden Kula Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04/03/2020 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararının yok hükmünde olduğu kabul edilerek sanık ve müdafinin öğrenme üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 15/01/2020 gün ve 2018/3420 Esas, 2020/148 Karar sayılı kararına yönelik temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesince, sanığın, taksirle yaralama suçundan TCK’nın 89/4, 22/3, 62/1, 53/6. maddeleri gereğince 1 yıl 21 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve TCK’nın 53/6 maddesi gereğince ehliyetinin 1 yıl 6 ay süreyle geçici olarak geri alınmasına karar verilmiş olup, istinaf mahkemesince netice cezanın hesaplanması sırasında yanlışlık yapıldığından bahisle CMK’nın 280/1-d ve 303/1-f maddeleri uyarınca netice hapis cezasının 2 yıl 9 ay 10 gün şeklinde düzeltilmek suretiyle istinaf talebinin düzeltilerek esastan reddine karar verildiği, istinaf mahkemesince yerel mahkeme kararındaki cezanın hesabına yönelik hatanın düzeltilerek esastan reddine dair kararın maddi hatanın düzeltilmesi niteliğinde olup cezanın artırılmasına yol açmadığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK"nın 286/2-b maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık ile müdafinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK"nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE; 5271 sayılı CMK"nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/1. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için Kula Asliye Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 17/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Olayımızda; Kula Asliye Ceza Mahkemesince taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan sanığın TCK’nın 89/4, 22/3, 62/1 ve 53/6 maddeleri gereğince 1 yıl 21 ay 10 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ehliyetinde 1 yıl 6 ay süreyle geçici olarak alınmasına karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine inceleme yapan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi cezanın hesaplanmasında hata yapıldığı gerekçesiyle CMK’nın 280/1-d, ve 303/1-f maddeleri gereğince cezanın 2 yıl 9 ay 10 gün olarak düzeltilmesine, düzeltilen karara yönelik istinaf talebinin esastan reddine hükmettiği anlaşılmaktadır.
Tartışma konusu; sanık hakkında verilen 1 yıl 21 ay 10 günlük hapis cezasının İzmir Bölge Adliye Mahkemesince 2 yıl 9 ay 10 gün olarak değiştirilmesinin bir hesap hatasının düzeltilmesi mi yoksa cezayı arttıran bir işlem mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Bu husus bir kararın temyize konu olup olmayacağını belirleyeceği için son derece önem arzetmektedir. Şöyle ki; Eğer bu düzeltme maddi hatanın tavzihi olarak kabul edilirse hükmedilen ceza itibariyle karar temyize konu olmayıp kesinleşecek, cezanın arttırımı olarak kabul edilecek olursa CMK’nın 286/2-b maddesi gereğince karar temyize tabi olup Yargıtay incelemesinden geçecektir.
Yerel mahkeme hüküm kurarken TCK’nın temel ceza ve arttırım maddelerini kullanmış ve cezayı zuhul eseri olarak 1 yıl 21 ay 10 gün olarak hesaplamıştır. İstinaf edilen karar üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi yanlışlığı fark etmiş ve aynı Yasanın aynı temel ceza ve arttırım maddelerini kullanarak sanığa verilen cezayı 2 yıl 9 ay 10 gün olarak belirlemiştir.
Cezanın infazı açısından, gerek hapis cezası olarak infaz edilmesi gerekse verilen cezanın paraya çevrilmesi halinde belirlenecek para cezasının miktarı yönünden 1 yıl 21 ay 10 gün ile 2 yıl 9 ay 10 gün arasında fark olduğu açıktır. Çünkü 1 yıl 21 ay 10 gün hapis cezasının tümünün Ceza Kanunu esasları gözönüne alınarak güne çevrilmesi halinde ceza toplamı 1005 gün ederken 2 yıl 9 ay 10 günlük cezanın toplamı 1010 güne tekabül etmektedir.
Bu itibarla; yerel mahkemece verilen cezanın miktarını değiştirdiği, daha net bir ifadeyle istinaf talebi neticesinde bölge adliye mahkemesince sanığa verilen cezanın arttırdığı anlaşılan bir işlem neticesinde yeni bir hüküm oluştuğunun kabul edilerek dosyanın Yargıtay denetimine tabi tutulmasının kişinin hukuki güvencesi yönünden daha yerinde olacağı değerlendirilmiştir.
Yukarıda arz ve izah edildiği üzere; bölge adliye mahkemesinin yaptığı düzenleme ile yerel mahkemece verilen cezayı arttırdığının kabul edilerek sanığın temyiz talebi doğrultusunda dava dosyasının içeriğine girilip temyiz sebeplerinin incelenmesi yerine yapılan işlemin karardaki maddi hatanın düzeltilmesi şeklinde algılanıp kararın temyizinin kabil olmadığı, bu nedenlede temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.