17. Hukuk Dairesi 2016/10303 E. , 2019/8020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ...Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların konut sigortacısı ve kiracısı olduğu taşınmazda çıkan yangının söndürülmesi çalışmaları sırasında davacıya sigortalı işyerinde hasar oluştuğunu, sigortalıya 36.742,00 TL. hasar bedelini ödeyip haklarına halef olduklarını belirterek ödenen bedelin avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 36.742,00 TL"nin davalı ... yönünden davacının ödeme tarihinden ve davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava
gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK"nun "Halefiyet" başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; "sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder" hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun "Sulh hukuk mahkemelerinin görevi" başlığı altındaki 4. maddesinde de "(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları.... görürler" hükmüne yer verilmiştir. (1086 sayılı HUMK"nun 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti).
Somut olayda; davacı ... şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ... ile davalı ...Ş"nin sigortalısı olan ... arasında 06.09.2011 tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu; davacı sigortalısı ile davalı ...Ş"ye husumet yöneltilmesine neden olan... arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ayrıca, gerek davalı ..."ün gerekse davacı sigortalısı ..."ün, davalı ...Ş"nin sigortalısı olan ... "un kiracısı oldukları da, temyiz eden davalı vekilinin dilekçesinde beyan edilmektedir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davalılara husumet yöneltilmesine neden olan bağımsız bölüm ile davacıya sigortalı işyerinin bulunduğu binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçilip geçilmediğinin tespiti bakımından anataşınmaza ait tapu kayıtlarının getirtilmesi; anataşınmazda kat mülkiyeti
kurulu olduğunun tespiti halinde, uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"ndan kaynaklandığının gözetilmesi; yapılacak araştırmada, kat mülkiyetine geçilmediğinin ve kat irtifakı kurulu olduğunun saptanması halinde ise, KMK"nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması; ayrıca, davacı sigortalısı ile davalı ...Ş"ni sigortalısı olan bina maliki ... arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olması nedeniyle de uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceği dikkate alınarak, mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması; mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılması halinde işin esası hakkında hüküm tesisi; aksi halde ise, HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Ş."ne geri verilmesine 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.