12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/7334 Karar No: 2020/6061 Karar Tarihi: 17.11.2020
Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/7334 Esas 2020/6061 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık 1,32 promil alkollü şekilde aracıyla geceleyin meskun mahaldeki aydınlatması bulunmayan yolda seyir halindeyken, sollama yasağı olan bölgede sol taraftaki banket üzerine park halindeki araca çarptı. Bu araçta bulunan yayanın kardeşi olan Ayhan da çarpmanın etkisiyle yaralandı ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verildi, ancak temyizde hüküm reddedildi. Mahkeme, sanığın hızını yol durumuna uydurmaması ve sollama yasağı olan bölgede sollama yapması nedeniyle asli kusurlu olduğunu belirtiyor ve cezayı ağırlığına göre belirlemenin gerektiğini vurguluyor. Ancak yazılı şekilde alt sınırdan ceza verilmesinin yanlış olduğu ve cezada orantılılık ilkesinin gözetilmediği ifade ediliyor. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şöyle: TCK'nın 85/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4, 61/1, 22/4, 3/1, 22/3 ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 326/son maddesi.
12. Ceza Dairesi 2019/7334 E. , 2020/6061 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : TCK"nın 85/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin kusur durumuna yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak; 1-Sanığın 1,32 promil alkollü şekilde idaresindeki kamyonet tipi aracıyla geceleyin meskun mahaldeki aydınlatması bulumayan çift yönlü 7,5 metre genişliğindeki her iki tarafından 2,5 metre banket bulunan yolda seyri sırasında kaza mahalli olan sağa doğru virajlı yol zemininde sollama yasağına dair kesintisiz yol şerit çizgisi olan mevkiiye geldiğinde önünde aynı yönde seyretmekte olan bir aracı sollamak üzere diğer şeride geçtiği sırada sol taraftaki banket üzerine bir kısmı kaplamaya taşar şekilde park halinde bulunan hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilen temyiz dışı sanık ...’ın idaresindeki park halindeki kapıları açık aracın sağ arka kapısından araca binmekte olan aynı zamanda sanık ...’ın kardeşi olan yaya Ayhan’a çarparak olay yerinden kaçtığı, yayanın tedavi gördüğü hastanede yaklaşık 3 ay sonra hayatını kaybettiği sanığın ise hızını yol durumuna uydurmaması ve sollama yasağı olan bölgede sollama yapması dolayısıyla asli kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği olayda; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması, 2-1,00 promilin üzerinde alkollü araç kullanırken aynı zamanda sollama yasağı bulunan bölgede sollama yaptığı sırada kazaya neden olan sanığın eylemini bilinçli taksirle işlediği; dolayısıyla sanık hükmedilen temel cezadan TCK’nın 22/3 maddesi gereğince bilinçli taksir hali yaratan iki eylemi bulunduğu da dikkate alınarak uygun oranda artırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak CMK’nın 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkı saklı tutulmak koşuluyla BOZULMASINA, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.