Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12454
Karar No: 2019/8016
Karar Tarihi: 16.09.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/12454 Esas 2019/8016 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/12454 E.  ,  2019/8016 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davacılar murisi tarafından kullanılan banka kredisine teminat amacıyla davalı tarafından hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçe süresi içinde sigortalının öldüğünü, davalıya başvuru yapıldığı halde ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.000,00 TL. vefat tazminatının 31.03.2014"ten işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, sigortalı murisin sağlık durumu hakkındaki beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 9.000,00 TL"nin 31.03.2014 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar murisi ... ile davalı arasında 30.12.2013-20.12.2016 tarihleri için hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 07.03.2014 tarihinde davacılar yakını sigortalı vefat etmiştir.
    Davalı taraf yargılama sırasında, davacılar murisinin poliçe tanziminden önce mevcut olan anjiosarkom hastalığını bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığı, bu aykırılık nedeniyle de zararın teminat dışı kaldığı savunmasında bulunmuştur. Mahkeme ise; benimsediği bilirkişi raporu doğrultusunda, poliçe tanziminden önce sigortalıda bulunan ve beyan edilmeyen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle, davalının tazminattan sorumluluğuna karar vermiştir.
    Poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesi ile, sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sigorta hukukuna ilişkin genel düzenleme mahiyetinde olan bu hüküm, hayat sigortalarında da uygulanmaktadır.
    6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesinde "Sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır" denilmek suretiyle; sigorta ettirenin, sözleşmenin kurulması sırasındaki doğru beyan yükümlülüğünün kapsamı düzenlenmiştir.
    Gerek TTK"nun 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
    Somut olayda; mahkemenin hükme esas aldığı 21.01.2016 tarihli adli tıp uzmanı bilirkişinin raporunda, poliçeden önce mevcut olan anjiosarkom hastalığının tedavisinin yapılıp murisin tamamen iyileşmiş olduğu, anılan bu hastalık ile ölüm sebebi olan kalp krizi arasında illiyet bağı bulunmadığı, ölenin daha önce kalp rahatsızlığı olduğuna dair tıbbi kaydın dosyada bulunmadığı, beyan yükümlülüğüne uyulmaması halinin olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Ne var ki, sigortalının ölüm sebebi olduğu kabul edilen kalp
    hastalığının, poliçe tanziminden önce mevcut olup olmadığının saptanması bakımından, sigortalı murisin geçmişe dönük tedavi belgeleri temin edilmeden düzenlenen bilirkişi raporu, hükme esas almaya elverişli bir rapor değildir.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; sigortalı murisin poliçe tanziminden önceki geriye dönük tedavi ve ilaç kayıtlarının SGK"dan getirtilmesi; daha sonra, konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden bu belgelerde kalp rahatsızlığına ilişkin bir kayıt olup olmadığı, kalp rahatsızlığına ilişkin ilk tedavi kaydı tarihinin ne olduğu, poliçe tanziminden önce kalp rahatsızlığı konusunda konulmuş bir teşhis ya da tedavi olup olmadığı, sigortalının 2010 yılında geçirdiği anjiosarkom rahatsızlığının kalp rahatsızlığının oluşması ve ölüme etkisi bulunup bulunmadığı hususlarını detaylı biçimde irdeleyen, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi