14. Hukuk Dairesi 2018/2349 E. , 2018/7421 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.07.2015 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 16.11.2017 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen 28.02.2018 tarihli kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 06.11.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili 24.7.2015 tarihli dilekçesi ile, 133 ada 19 parsel (902 m tarla) ve 133 ada 20 parsel sayılı (2559 m2 tarla) taşınmazların 3/4 oranında hisse maliki olduğunu, diğer hissedarların 30/06/2015 (1221 yevmiye no"lu), 06/07/2015 (1273 yevmiye no"lu) ve 07/07/2015 (1275 yevmiye no"lu) tarihlerinde dava dışı ..."e satmış olup 133 ada 19 parsel ve 133 ada 20 parsel sayılı taşınmazlarda ..."ün satın almış olduğu hisseleri aynı gün saat 15:47"de 7.7.2015 tarih ve 1276 yevmiye no"lu resmi senet ile kız kardeşi davalı ..."a devrettiği, her iki taşınmazda toplam 162.000,00TL bedelle satın almış olduğu hisseleri satış bedelinin kat kat üzerinde 720.000,00TL bedelle yine aynı gün kız kardeşine devrettiği, tapuda gösterilen bedellerin gerçek bedeller olmadığını beyanla bedelde muvazza iddiası ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazların ilk alıcı ... tarafından 720.000,00TL bedelle satın alındığını, buna ilişkin sözleşmelerin olduğunu, dolayısıyla ortada muvazaa olamayacağını, dava konusu taşınmazlarda davacı tarafından imzalanan 16.12.2013 tarihli kira sözleşmesi ve diğer hissedarlar ile yapılan kira sözleşmeleri gereğince taşınmazları olarak kullanan yatırım yaparak taşınmazın değerlenmesine, hisse bedellerinin artmasına, dava dışı kiracı ..."ün neden olduğunu, davacının esas gayesinin bu şekilde değerlenen araziden haksız şekilde kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, paydaşların kendisine düşen yeri sattıklarını, fiili paylaşıma yönelik ayrı ayrı kira sözleşmeleri bulunduğunu, bu nedenle her bir hissedarın kullandıkları yerlerin belli olduğunu fiili taksim nedeni ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaalı satın alma iddiasının 26.4.2016 tarihli keşif ve bilirkişi raporu dışında, davalı ve dava dışı ..."ün hareketleri ile de ispatlanmış sayıldığı, tapuda gösterilen ilk satış bedelleri üzerinden 27.10.2017 tarihinde depo mahkeme veznesine yatırmış olduğu, fiilî taksimin bulunmadığı ve taşınmazın tamamının kiralanmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 133 ada 19 parsel ve 133 ada 20 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı olan hisselerin tamamının iptali ile bu hisselerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, yatırılan 165.240,00TL"nin kararın kesinleşmesi halinde davalıya ödenmesine 16.11.2017 tarihinde karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine istinaf mahkemesince davacının bedelde muvazaa iddiasıni ispatlamış olduğu ayrıca keşifte dinlenen tanıkların da taşınmazların önceleri tarımsal amaçla kullanılmayan yola kadar yamaç ve ağaçlık olduğunu paydaşların kullandıkları yerin belli olmadığı, bir sınırın bulunmadığını beyan etmiş olup taşınmaz üzerinde bir fiil taksim bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin esasa yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine 28.02.2018 tarihinde karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. 26.04.2016 tarihli keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ..., davalıya pay satan tanıklar ve keşiften sonra duruşmada dinlenen davalı tanıkları da taşınmazda fiili paylaşım bulunduğunu söylemişlerdir. Ancak fen bilirkişi keşif sonucu düzenlediği rapor ve krokisinde dava konusu taşınmazda paydaşların fiilen kullandıkları yerleri göstermemiştir.
Bu durumda mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak HMK 259/2 maddesi gereğince tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenerek tüm taraf delilleri toplanıp taraf tanıklarından ve dinlenmeyen mahalli bilirkişi ... da dinlenerek davacı ve davalıya pay satanlar tarafından ayrı ayrı kullanıldığını söyledikleri yerleri taşınmaz üzerinde göstermelerinin istenmesi, göstermeleri halinde uzman fen bilirkişiden fiili kullanım hususunu gösterir krokili denetime elverişli rapor alınması, eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle HMK 373/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 1.630,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.