3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16940 Karar No: 2018/4355 Karar Tarihi: 24.04.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/16940 Esas 2018/4355 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2016/16940 E. , 2018/4355 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nişanın bozulmasından kaynaklanan manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, küçük .... adına velayeten açtıkları davada, davalının nişanlı iken kızları küçük ...."yu kandırmak suretiyle reşit olmayanla cinsel ilişki kurduğunu, olayı öğrenir öğrenmez davalı hakkında....Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduklarını ancak davalı hakkında açılan ceza davasının şikayet hakkının süre geçtikten sonra kullanılması nedeniyle düşürülmesi yönünde karar verildiğini, bu olay nedeniyle küçük .... ve ailesi olarak kendilerinin de büyük üzüntü ve utanç içinde olup toplumda kızlarına ve kendilerine kötü gözle bakıldığını, kızlarının durumunun herkes tarafından bilindiğini davalı tarafından kullanılıp evlenilmediği şeklinde dedikoduların yapıldığını, bu durumun kızlarının ileride evlenip yuva kurmasına dahi engel olabileceğini ileri sürerek yaşadıkları üzüntü ve çektikleri manevi sıkıntıları bir nebze de olsun hafifletmek amacıyla 25.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 09/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak kendilerine verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Yargılamanın devamı sırasında davacılar vekili haksız fiile dayalı olarak açılan manevi tazminat davasını, nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat davası olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili....Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/208 E. sayılı dava dosyasında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan davalı hakkında yapılan yargılama neticesinde 6 aylık şikayet süresinin geçirildiği gerekçesiyle düşme kararı verildiğini, davaya konu olaya ilişkin olarak herhangi bir hile, tehdit, baskı veya cebrin söz konusu olmadığını, olayın rıza ile gerçekleştiğini, olaydan sonra tarafların nişanlılık durumlarının devam ettiğini, ancak nişanlısının başka bir erkekle görüşmesi ve söz konusu şahıs ile görüştüğünü ve ilişkilerinin olduğunu çevrede dillendirmesi nedeniyle kendisinin nişanlılılık ilişkisini devam ettirmesinin beklenemeyeceğini, dava dilekçesindeki hususların dayanaksız olup davacı tarafın haksız menfaat temini amacıyla bu davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Somut olayda dava her ne kadar küçük .... adına velayeten annesi ve babası tarafından açılmış ise de; 04.02.1998 doğumlu ...."nun yargılama sırasında 04.02.2016 tarihinde reşit olduğu re"sen gözetilerek bizzat ya da vekili marifetiyle davada temsili ile taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, bu husus gözetilmeksizin velayet hakkı yasa gereği ortadan kalkan dolayısıyla davada taraf ve temsilci sıfatı kalmayan ... ve ... davacı taraf olarak gösterilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma nedenine göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.