Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hüküm sanıklar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların eksik araştırmaya, suçun kasten işlenmediğine, ertelemeye ve hükmün açıklamasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Sanık ..."e ait otobüs firmasında çalışan ve kardeşi olan sanık ..."e ait otobüsün otogar dışından yolcu alması sebebiyle trafik ekiplerince cezai işlem uygulanması üzerine sanık ..."in talimatıyla sanık ... tarafından uygulanan cezai işlemi protesto etmek amacıyla otobüsün trafik akışını engelleyecek şekilde yolun ortasına çekildiği, kontak anahtarının da alınması üzerine bir süre bu şekilde kapalı kalan yolun takviye gelen kolluk kuvvetlerince itilmek suretiyle yol kenarına alındığı olayda; sanıkların trafiğin akışını engelleyecek şekilde otobüsün yol ortasında bırakılması biçimindeki eylemlerinin TCK"nın 179/1 de düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeksizin nitelemede yanılgıya düşülerek sanıkların TCK"nın 179/2. maddesi gereğince mahkumiyetlerine karar verilmesi, 2- Sanık ..."in adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan Ağrı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/217 esas sayılı dosyası üzerinden verilen 10.09.2012 kesinleşme tarihli 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla mahkumiyet hükmüne ilişkin ilama konu suçun 4733 sayılı yasanın 8/4 maddesine ilişkin olması ve hükümden sonra, 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenleme uyarınca ilgili mahkemece uyarlama yargılaması yapılması gerekmekte olduğundan, bu husus araştırıldıktan sonra sanık hakkında bahsedilen ilam esas alınarak TCK"nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmemesi; Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8 maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak CMK"nın 326/son maddesi gereğince sanıkların kazanılmış hakkı saklı tutulmak koşuluyla BOZULMASINA, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.