2. Hukuk Dairesi 2016/3802 E. , 2017/9386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı ve Eşya Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ziynet alacağı, özel eşyalarının iadesi, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca boşanma davası açmış, mahkemece tarafların bu madde gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, taraflar arasında daha önce görülen ve bu davaya dayanak teşkil eden dava, tarafların yargılama sırasında "davalı kadının ailesinin yanında biraz daha kalmak istemesi üzerine davacı ve ailesi tarafından hiç gelme şeklinde istenmediği, terke dayalı bir davada olmadığına göre kadın ayrı yaşamakta haklıdır." gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde davalı erkek tarafından terk ihtarı çekildiği, davalı erkek eve dön ihtarı ile birlikte davalı tarafla birlikte yaşama iradesi ortaya koyduğu, bu irade ile birlikte bu ihtardan önceki döneme ait davacının kusurlarını affettiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve sonradan eve dön ihtarı ile ihtar önceki döneme ait davacının kusurlarını affeden davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi hatalıdır.
3-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı erkek tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen davacı kadının davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve
ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 3, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re"sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
5-Davacı kadının ev hanımı olduğu ve ailesi ile birlikte kaldığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.
6-Davacı kadın, boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde ziynet eşyaları ile özel eşyalarının aynen iadesini mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Davacı kadının ziynet alacağı ve özel eşyaları talebi boşanma davasının ferisi niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Başvuru harcı dava dilekçesinde bütün istekleri kapsar. Buna göre davacı kadına ziynet ve özel eşyaların bedeli üzerinden nispi harcı tamamlaması için süre verilmesi harcın tamamlanması halinde işin esasına girilmesi, yatırılmadığı takdirde Harçlar Kanunu 30-32. maddeleri uyarınca işlem yapılması gerekirken harç eksikliği tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.), (4.), (5.) ve (6.) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2017(Çrş.)